
İstanbul'un kalbinde, tarihin sessiz tanığı Ayasofya-i Kebir Camiî'nde, bugün belki de asırlardır görülmemiş bir manzara yaşandı. Dünyanın dört bir köşesinden -Mısır'dan Ürdün'e, Lübnan'dan Sudan'a- kıtaları aşarak gelen İslam âlimleri, o muazzam kubbeler altında tek yürek oldu.
Ve ne yüreklerdi onlar! Hepsi de Filistin'deki insanlık dramının bitmesi, yardım elinin uzanması için dua ediyor, adeta yalvarıyordu. Ortak sesleri ise net ve berraktı: "Ablukayı kırın, kapıları açın!"
Tarihin Gölgesinden Yükselen Çağrı
Bu buluşma, sıradan bir toplantı değildi. Tarihi bir andı. Katılımcılar arasında Dârül-İftâ Başmüftüsü Şeyh Ahmed Muhammed el-Tayyib, Ürdün'ün eski Müftüsü Şeyh Ahmed Hilvel, Lübnanlı alimlerden Şeyh Abbas Zühayr gibi isimler vardı. Hepsi, İslam dünyasının saygın figürleriydi.
İşin ilginç yanı, bu buluşmanın sadece bir 'protesto' olmaktan çok daha öteye gitmesiydi. Evrensel bir insanlık mesajı taşıyordu. Şeyh el-Tayyib'in dediği gibi, "Mesele sadece Müslümanların değil, tüm insanlığın meselesi." Peki, bu kadar acı neden yaşanıyor? Neden dünya bu zulme sessiz kalıyor?
Çağrının Ana Hatları: Adalet ve İnsani Yardım
Âlimlerin ortak metninde dikkat çeken dört temel talep vardı:
- Filistin'e yönelik insani yardım ablukasının derhal kaldırılması,
- Uluslararası toplumun bu konuda somut adımlar atması,
- Bölgede kalıcı bir barışın tesisi için çaba gösterilmesi,
- Ve nihayet, tüm dinlerden insanların bu insani dramı görmezden gelmemesi.
Bu maddeler, sadece bir dinin değil, tüm insanlığın ortak vicdanına hitap ediyordu. Şeyh Abbas Zühayr'ın ifadesiyle, "Burada sadece Müslümanlar için değil, aç ve susuz kalan her çocuk için konuşuyoruz."
Toplantıda ayrıca, bölgedeki tüm taraflara diyalog ve sükûnet çağrısı yapıldı. Çünkü şiddetin doğurduğu şey, sadece daha fazla şiddet olurdu. Barış ise ancak diyalogla mümkündü.
Sonuç Yerine: Tarihi Bir An
Ayasofya'dan yükselen bu ses, sadece İstanbul'un değil, tüm dünyanın kulak vermesi gereken bir sesti. Tarihin bu kadim yapısı, bir kez daha insanlığa umut olmak için çırpınıyordu. Âlimlerin çağrısı, bir duanın, bir yalvarışın ötesinde; adaletsizliğe karşı duruşun simgesiydi.
Peki, dünya bu çağrıya kulak verecek mi? Yoksa bu ses, Ayasofya'nın duvarlarında kaybolup gidecek mi? Cevabı zaman gösterecek. Ama bir şey kesin: İslam dünyası, bugün İstanbul'da tarihi bir duruş sergiledi.