Gece yarısına doğru gökyüzünü alev alev yırtan topçu ateşi, beklenen olayın habercisiydi. İsrail ordusu, artan gerilimin ardından nihai adımı attı ve Gazze Şeridi'ne kara harekâtını resmen başlattı. Durum, kelimenin tam anlamıyla patlamaya hazır bir bomba gibiydi ve şimdi fitil ateşlendi.
Hava saldırılarıyla yumuşatılan zeminden sonra, tanklar ve zırhlı personel taşıyıcıları sınırı geçti. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) sözcüsü, operasyonun 'çok yönlü' olduğunu ve Hamas'ın underground sığınaklarını, komuta merkezlerini ve roket fırlatma rampalarını hedef aldığını duyurdu. Peki, bu 'çok yönlü' ifadesi ne anlama geliyor? Aslında bu, kara, hava ve denizden eşzamanlı bir kuşatmanın sinyalini veriyor.
Sahadaki Görgü Tanıklarının Anlattıkları: Dehşet ve Belirsizlik
Bölgeden gelen ilk görüntüler –ki bunlar sosyal medyada hızla yayıldı– yoğun duman bulutları ve aralıksız devam eden top seslerini gösteriyor. Yerel kaynaklar, insanların evlerinde veya güvende hissettikleri her yerde sığınmaya çalıştıklarını aktarıyor. Elektrik ve iletişim kesintileri ise durumu katbekat zorlaştırıyor. Cep telefonu sinyalleri gidip geliyor, anneler çocuklarını sakinleştirmeye çalışıyor ve herkes bir sonraki patlamanın nerede olacağını kestirmeye uğraşıyor. Korkunun kokusunu alabiliyor musunuz?
İsrail tarafı ise operasyonun hedeflerinin çok spesifik olduğu konusunda ısrarlı. Bir IDF yetkilisi, "Masum sivil kayıplarını en aza indirmek için elimizden geleni yapıyoruz ancak Hamas terör örgütü, altyapısını ve militanlarını sivillerin arasına gizliyor" açıklamasını yaptı. Bu, tanıdık geliyor, değil mi? Her iki taraf da medyada kendi narratifini oluşturmak için yoğun bir mücadele içinde.
Bölgesel ve Uluslararası Tepkiler: Kim Ne Dedi?
Ortadoğu'da gerilim yükselirken, uluslararası toplumun tepkisi hızlı oldu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, "derhal insani bir ateşkes" çağrısını yineledi. Mısır ve Katar gibi bölge aktörleri ise arabuluculuk için çabaladıklarını açıkladı. Ancak şu ana kadar somut bir sonuç elde edilemedi. Washington yönetimi, İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediğini ancak sivil kayıplara karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Avrupa Birliği'nden ise karmaşık ve bölünmüş bir tablo gelmeye devam ediyor.
Peki ya Türkiye? Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, "İsrail'in Gazze'ye yönelik kara harekâtını şiddetle kınıyoruz. Bu askerî operasyon, bölgedeki insani krizi daha da derinleştirecek ve yangına benzin dökecektir" ifadeleri kullanıldı. Ankara, acil olarak uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.
Sonuç olarak, Gazze'de durum giderek daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Kara harekâtının ilk saatlerinde neler yaşandığını tam olarak kestirmek zor – iletişim kesintileri ve bilgi kirliliği her zamankinden daha yoğun. Bir tek şey net: Siviller, her zamanki gibi, bu çatışmanın ortasında en ağır bedeli ödeyen taraf olmaya devam ediyor. İnsani yardım kuruluşları, acil bir insani koridorun açılması için çağrılarını yineliyor. Önümüzdeki saatler, bölgenin kaderini belirlemede kritik öneme sahip olacak gibi görünüyor.