Akdeniz'in mavi sularında bugün yaşananlar, uluslararası hukukun ne kadar kolay askıya alınabildiğini bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail güçleri, insani yardım taşıyan Sumud filosuna yönelik gerçekleştirdiği operasyonda bazı gemilere el koydu. Bu hamle, bölgedeki gerilimi bir anda tırmandırıverdi.
Olay, aslında tam bir insani dramın perde arkası. Sumud filosu, Gazze'ye temel ihtiyaç malzemeleri ulaştırmak için yola çıkmıştı. Fakat İsrail yetkilileri, 'güvenlik endişeleri' gerekçesiyle bu insani misyona müdahale etmekte gecikmedi. Gemilerden birkaçına el konulması, uluslararası sularda yaşanan bu olayın boyutlarını daha da belirgin hale getirdi.
Kuralları Kim Belirliyor?
İsrail tarafından yapılan açıklamada, operasyonun 'uluslararası hukuka uygun' şekilde gerçekleştirildiği iddia edildi. Ancak bu açıklama, birçok çevrede şüpheyle karşılandı. Zira uluslararası sularda gerçekleşen böyle bir müdahalenin hukuki dayanağı tartışmalı görünüyor.
Ortadoğu'da gerilim hiç dinmiyor - bu son gelişme de bunun bir kanıtı adeta. Bölgede yaşanan insani kriz her geçen gün derinleşirken, Sumud filosunun misyonu aslında bir umut ışığıydı. Fakat İsrail'in bu hamlesi, o umudu da karartmış oldu.
İnsani Yardım mı, Siyasi Mesaj mı?
Bu tür operasyonlar aslında daha büyük bir resmin parçası. İsrail, bölgedeki kontrolünü pekiştirmek için her yolu deniyor gibi görünüyor. Sumud filosunun hedefi sadece insani yardım ulaştırmak olsa da, İsrail yetkilileri bunu farklı yorumlama eğiliminde.
Gemilere el konulması, aslında çok daha karmaşık bir siyasi satrancın hamlelerinden biri. Bölgede yaşanan güç mücadelesi, en masum görünen insani girişimleri bile siyasi bir çatışmanın parçası haline getirebiliyor. Bu da sıradan insanların hayatını doğrudan etkiliyor maalesef.
Ortadoğu'daki bu kısır döngü ne zaman son bulacak bilinmez. Ancak bugün yaşananlar gösterdi ki, insani yardım çabaları bile artık tarafsız bir alan değil. Uluslararası toplumun bu gelişmelere tepkisi merakla beklenirken, bölgede gerilimin daha da tırmanmasından endişe ediliyor.