
Gece yarısını henüz geçmişti ki, Gazze'nin gökyüzü yeniden alevler içinde kaldı. İsrail savaş uçakları, adeta bir kabus gibi çöken sessizliği, patlama sesleriyle paramparça etti. Bu seferki hedef, bölgenin güneyindeki Han Yunus kentiydi.
Birden fazla noktaya aynı anda düzenlenen saldırılar, öyle şiddetliydi ki, yer yerinden oynadı diyebiliriz. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) yaptığı açıklamada—her zamanki gibi—hedeflerin 'terör altyapıları' olduğunu iddia etti. Peki ya gerçek? Orada, o evlerde uyuyan insanlar için bu tanım ne ifade ediyor?
Ortalık bir enkaza dönmüş durumda. İlk görüntüler… Allahım, kelimelerle tarif etmek zor. Beton yığınları, paramparça olmuş hayatlar ve göğe yükselen dumanlar. Can kaybına dair net bir bilgi yok henüz—resmi açıklama bekleniyor—ama bu kadar şiddetli bir saldırıdan sağ çıkmanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz.
Uluslararası toplum yine sessiz. Birleşmiş Milletler'den standart 'endişe' açıklamaları dışında ses çıkmazken, bölgedeki gerilim her geçen gün daha da tırmanıyor. İsrail ordusunun bu hareketi, zaten hassas olan dengeleri iyice altüst etmişe benziyor.
Ve insan merak etmeden edemiyor: Bu kısır döngü hiç bitmeyecek mi? Her saldırı, yeni bir intikam duygusunu körüklüyor. Her yıkım, gelecek nesillerin hafızasına kazınıyor. Bugün Han Yunus'ta yaşananlar, yarının öfkesinin tohumlarını ekiyor maalesef.
Son dakika gelişmeleri takip etmeye devam edeceğiz. Ancak bir gerçek var ki, sabah güneşi bu enkazın üzerine doğduğunda, bölge halkı için yeni bir mücadele günü daha başlamış olacak.