
Kudüs'te bugün yaşananlar, bölgedeki gerilimi bir kez daha tırmandırdı. İsrailli aşırı sağcı Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir, Doğu Kudüs'teki bir ofisi basarak Filistinli lider Raed Bircusi'yi açıkça tehdit etti. Gözlerden uzak bir köşede yaşanan bu gerilim dolu sahne, bölgedeki kırılgan dengeleri alt üst etmeye yetecek cinsten.
Ben-Gvir'in Bircusi'ye attığı çirkin laflar kulaklarda çınlıyor: "Burayı kapatmazsan, seni hücreye tıkarım!" Sert üslubuyla bilinen bakan, bu kez sınırları iyice zorlamış görünüyor. Üstelik tehditler bununla da sınırlı kalmadı - Bircusi'nin ailesine yönelik göndermeler de havada uçuştu.
Arka planda neler dönüyor?
Olayın perde arkasına bakınca işler daha da karışıyor. Bircusi'nin ofisi, İsrail'in Doğu Kudüs'teki kontrolüne meydan okuyan faaliyetler yürütüyor. Tabii bu durum, aşırılık yanlısı İsrailli yetkililerin gözüne batıyor. Ben-Gvir'in bu 'ziyareti' de tam da bu noktada devreye giriyor.
Filistin tarafından gelen tepkiler ise oldukça sert. Bir yetkili, "Bu açık bir provokasyondur" diyerek durumu özetlerken, bazı çevreler bu hareketi 'devlet terörü' olarak nitelendiriyor. Peki ama bu tehditlerin altında yatan asıl sebep ne?
Gerginliğin tarihsel kökleri
Kudüs'teki gerilim aslında yeni değil. Şehrin doğusu, uluslararası hukuka göre işgal altındaki Filistin toprağı sayılıyor. Ancak İsrail, tüm Kudüs'ü 'bölünmez başkenti' olarak görüyor - ki bu da sürekli çatışmalara yol açıyor. Ben-Gvir gibi isimlerin bu tür hamleleri ise yangına körükle gitmekten başka bir işe yaramıyor.
Olayın bir diğer ilginç yanı da zamanlaması. Bölgede gerginliğin tırmandığı şu günlerde, böyle bir provokasyonun ne anlama geldiğini kestirmek zor değil. Uzmanlara göre bu, İsrail'in Doğu Kudüs'teki kontrolünü pekiştirme çabasının bir parçası.
Peki ya uluslararası tepkiler? Şimdilik sessizlik hakim. Ancak bu tür olayların domino etkisi yaratabileceği unutulmamalı. Ortadoğu'da küçük bir kıvılcımın nelere yol açabileceğini hepimiz biliyoruz...