Sumud Felsefesi Fırtınada Yol Alıyor: Ersin Çelik'ten Çarpıcı Açıklamalar
Sumud Felsefesi: Fırtınada Yol Almaya Devam

Tam da her şeyin ters gittiğini düşündüğünüz bir anda, insan ruhunun ne inanılmaz bir direnç gösterebileceğine şahit oluyorsunuz. Ersin Çelik’in anlattıkları da tam olarak bu hissi uyandırıyor insanda.

Sumud… Arapça’da ‘sabır’, ‘direnç’, ‘dayanıklılık’ anlamlarına gelen o kadim felsefe. Filistin’in her karış toprağında adeta bir zırh gibi kuşanan bir hayat prensibi. Çelik, bu felsefenin bugün ulaştığı noktayı anlatırken kelimeleri özenle seçiyor, her cümlesi yüklenmiş bir anlam taşıyor.

Fırtına Dinmek Bilmiyor Ama…

Şu sıralar ortalık toz duman. Adeta hiç bitmeyecekmiş gibi görünen bir kasırganın ortasındayız. İnsani kriz derinleşiyor, uluslararası arenada ise sesler birbirine karışıyor. Ama işte tam da bu noktada, Sumud’un gerçek anlamı ortaya çıkıyor. Çelik’in deyimiyle, “Rüzgar ne kadar şiddetli eserse essin, kökleri sağlam olan çınar devrilmiyor.”

Peki neler oluyor? Gelin şu son gelişmelere bir bakalım:

  • Yerel İnisiyatifler Canlanıyor: Toprağa bağlılık, sadece bir söylem olmaktan çıkıp pratiğe dökülüyor. Tarımsal dayanışma ağları, birbirini kollayan mahalleler… İnsanlar kendi kaderlerini ellerine alıyor.
  • Kültürel Kimlik Vurgusu: Sanat, müzik, edebiyat… Bunlar birer süs değil, varoluş mücadelesinin en ön saflarındaki silahlar haline geliyor. Her nakış, her ezgi, bir direniş hikayesi anlatıyor.
  • Gençlik Dinamiği: Yeni nesil, bu felsefeyi dijital dünyaya taşıyarak küresel bir farkındalık yaratıyor. Sosyal medya, onlar için sadece bir araç değil, yeni bir meydan.

Tabii ki işin bir de görünmeyen tarafı var. Uluslararası kamuoyunun –bazen– kayıtsız bakışları, siyasi çıkar çemberleri, bitmek bilmeyen ambargolar… Tüm bunlar, devasa bir duvar gibi örülmeye çalışılıyor. Ama Çelik’in dediği gibi, “Biz buradayız ve buradayız işte. Hiçbir fırtına, bir halkın toprağına olan sevdasını söküp atamaz.”

Peki Ya Sonra?

Gelecek biraz puslu görünüyor, kimse yalan söylemesin. Zorluklar kolay kolay bitmeyecek gibi. Ancak umut, işte tam da burada, en karanlık anlarda filizlenen bir tohum gibi. Dayanışma, inat ve o meşhur Sumud sabrı…

Ersin Çelik’in sözleriyle noktalayalım: “Yol uzun, zahmetli ve dönemeçleri bol. Ama her dönemeci döndüğümüzde, bir sonraki adımı atmak için bize ilham veren yüzlerce hikaye birikiyor. Biz yürümeye devam edeceğiz. Çünkü alternatifimiz yok.”