Tam da her şeyin bittiğini düşündüğünüz bir anda, insan ruhunun direnci yeniden kendini gösteriyor. Ersin Çelik’in anlattıkları ise tam olarak bu – umudun denizlerdeki yansıması.
Sumud Filosu, adeta bir insanlık sınavı veriyor. Gazze’ye ulaşmak için yola çıkan bu cesur gemi, sadece yardım taşımıyor; aynı zamanda dünyanın vicdanını da sırtlanmış durumda. Peki ama neler oluyor orada? İşte Çelik’ten derlediğimiz son dakika gelişmeleri...
Rüzgâra Karşı Yelken Açmak
Öncelikle şunu söylemeliyim – bu hiç kolay değil. Geminin rotası, sadece coğrafi bir çizgi değil; aynı zamanda siyasi bir mücadele alanı. Uluslararası sularda ilerlerken bir yandan da diplomatik dalgaları aşmaya çalışıyorlar. Kimi zaman teknik aksaklıklar, kimi zaman beklenmedik engeller... Ama inanın, mürettebatın kararlılığı görülmeye değer.
“Dalgalar sadece denizde değil,” diyor Çelik, “her an her şey olabilir.” Sanki bir gerilim filmindeymişçesine anlatıyor yaşananları. Ancak bir farkla: bu gerçek.
Destek Çağrısı ve Küresel Yankı
Dünya genelinden gelen tepkiler ise oldukça dikkat çekici. Sosyal medyada #GazzeİçinSumud etiketiyle bir dayanışma dalgası oluştu. İnsanlar, sadece seyirci değil; aktif destekçiler. Bu, belki de hikayenin en etkileyici kısmı.
Çelik’e göre, bu sefer sadece bir yardım mission’ı değil; aynı zamanda sembolik bir direniş. “Gazze’ye ulaşmak,” diye vurguluyor, “sessiz kalanların sesi olmak demek.”
Peki Ya Sonrası?
Geminin varış noktasına ulaşması, elbette ki son değil. Asıl mesele, bu yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması. Bölgedeki koşulların zorluğunu hepimiz biliyoruz – ama imkansız değil.
Belki de hepimizin kendine sorması gereken bir soru var: Biz, bu hikayenin neresindeyiz? Seyirci miyiz, yoksa bir parçası mı?
Sumud Filosu’nun yolculuğu devam ediyor. Ve dalgalar, Gazze için çarpıyor.
