Geceyi aydınlatan meşaleler ve öfkeyle yükselen sloganlar... Tel Aviv'in kalbinde, on binlerce İsrailli, hükümetin son hamlelerine ve Başbakan Binyamin Netanyahu'ya karşı sesini yükseltti. Haber ajanslarına yansıyan görüntüler, gerilimin tüm ülkeye yayıldığını gözler önüne seriyor.
Öyle ki, göstericilerin çoğu rehin anlaşmasını geciktirmekle suçladıkları Netanyahu'yu istifaya çağırdı. "Bırak gitsin!" sloganları, meydanı inletirken, bazı protestocular polis barikatlarına yürümeye kalkıştı. İşte o anlarda, gerginlik tırmandı adeta.
Gözyaşartıcı Gaz ve Su Topuyla Müdahale
İsrail polisi, kalabalığın dağılması için gözyaşartıcı gaz ve su topu kullandı. Bu müdahale, protestocularla güvenlik güçleri arasında kısa süreli bir çatışma ortamı yarattı. Görgü tanıkları, olaylar sırasında birkaç kişinin yaralandığını belirtiyor.
Aslında bu protestolar, İsrail'deki iç siyasi krizin sadece görünen yüzü. Ülke, hem Netanyahu'nun yargı reformu girişimleri hem de Gazze'deki savaşın yönetimi konusunda derin bir bölünmüşlük yaşıyor. Sanki herkes nefesini tutmuş, ne olacağını bekliyor gibi.
"Hükümet Rehineleri Umursamıyor" İddiası
Protestocuların en önemli iddialarından biri, hükümetin Gazze'deki rehinelerin serbest bırakılması için yeterli çaba göstermediği yönünde. Bir gösterici, "Onlar siyasi çıkarlarını insan hayatından üstün tutuyor" diye haykırıyordu. Oldukça sert bir suçlama, değil mi?
Öte yandan, Netanyahu yönetimi bu iddiaları reddediyor ve rehinelerin kurtarılması için ellerinden geleni yaptıklarını savunuyor. Fakat sokaktaki insanların bu sözlere inancı kalmamış gibi görünüyor.
Bu arada, protestolar sadece Tel Aviv'le sınırlı değil. Hayfa ve Kudüs gibi diğer büyük şehirlerde de benzer gösteriler düzenlendi. İsrail adeta bir öfke dalgasıyla sarsılıyor. Peki bu dalga nereye kadar gidecek? Kimse net bir cevap veremiyor.
Gösterilerin bir diğer ilginç yanı ise, katılımcıların heterojen yapısı. Genç-yaşlı, solcu-sağcı demeden, Netanyahu karşıtı herkes sokaklara inmiş durumda. Bu durum, muhalefetin ne kadar geniş bir tabana yayıldığının da göstergesi aslında.
Sonuç olarak, İsrail için zor günler kapıda. Hem dış politikada hem de iç siyasette derinleşen kriz, Netanyahu'nun koltuğunu sallıyor. Belki de en önemlisi, sokakların sesinin giderek yükselmesi. Bakalım, bu fırtına nasıl sonuçlanacak?
