Güneydoğu'da sıcak bir yaz akşamı... Havada hâlâ günün kavurucu sıcaklığı var. Bir anne, pencereden ufka bakıyor. Gözleri, yıllar önce terörün karanlık dehlizlerinde kaybolup giden evladını arıyor. İçinde, belki de hiç dinmeyecek bir sızı.
Terör—o amansız bela—Türkiye'nin bağrında derin yaralar açtı. Kimi anneler evlatlarını toprağa verdi, kimi ise hâlâ bir haber bekliyor. Peki, bu karanlık tünelin sonunda ışık var mı?
Anaların Yüreğindeki Yangın
Diyarbakır'ın daracık sokaklarında, Van'ın uzak köylerinde, Hakkari'nin sisli dağlarında... Sayısız anne, aynı acıyı paylaşıyor. Terör örgütlerinin tuzaklarına düşen evlatlarının ardından gözyaşı döküyor. Onlar için en büyük hayal? Terörsüz, korkusuz, huzur dolu bir Türkiye.
Bir anne anlatıyor: "Oğlum askere gittiğinde 19'undaydı. Bir daha hiç dönmedi. Şimdi her annenin çocuğu güvende olsun istiyorum. Bu acıyı kimse yaşamasın."
Güvenlik Güçlerinin Gece Gündüz Demeden Mücadelesi
Türkiye, terörle mücadelede kararlı adımlar atıyor. Sınır ötesi operasyonlardan iç güvenlik operasyonlarına kadar geniş bir yelpazede hareket ediliyor. Son dönemde yapılan başarılı operasyonlar, terör örgütlerinin etkinliğini ciddi oranda kırdı.
- Son bir yılda yüzlerce terörist etkisiz hale getirildi
- Sınır güvenliği katbekat arttırıldı
- Yurt içi ve yurt dışı istihbarat ağı genişletildi
Ancak uzmanlar uyarıyor: Terörle mücadele sadece askeri operasyonlarla bitmiyor. Sosyo-ekonomik tedbirler ve toplumsal mutabakat da şart.
Psikolojik Yaralar: Görünmeyen Acılar
Terörün en ağır faturasını psikolojik travmalar oluşturuyor. Kaybettikleri evlatlarının yasıyla yaşayan anneler, çocuklarını kaybetme korkusuyla her an tetikte olan aileler... Psikologlar, terör mağdurlarının uzun vadeli psikolojik destek alması gerektiğini vurguluyor.
Diyarbakır'da görev yapan bir psikolog şöyle diyor: "Buradaki insanlar yıllardır terörün gölgesinde yaşıyor. Travmalar nesilden nesile aktarılıyor. İyileşmek zaman alacak."
Terörsüz Bir Gelecek Mümkün mü?
Evet, zorlu bir yol—ama imkansız değil. Terörle mücadelede askeri başarılar kadar, toplumsal barışın inşası da kritik önem taşıyor. Gençleri terör örgütlerinin tuzaklarından korumak, ekonomik istikrarı sağlamak ve demokratik hakları güçlendirmek gerekiyor.
Annelerin hayali basit aslında: Çocuklarının sokaklarda özgürce koştuğu, okula giderken korkmadığı, gelecek planları yapabildiği bir Türkiye. Bu hayal, hepimizin ortak meselesi.
Terör belasının tamamen sona ermesi için daha alınacak çok yol var. Ama her geçen gün, o karanlık tünelin sonundaki ışığa biraz daha yaklaşıyoruz. Anaların gözyaşlarının dindiği, evlatların toprağa değil, annelerine kavuştuğu günler için...
