Tam da şu günlerde, Türkiye'nin güvenlik gündemine dair konuşan AK Parti MKYK üyesi ve tecrübeli gazeteci Yüksel Yayman, öyle şeyler söyledi ki... insan ister istemez "Acaba gerçekten tarihi bir dönüm noktasındayız?" diye düşünmeden edemiyor.
Yayman'ın ifadeleri öylesine netti ki, adeta ülkenin terörle imtihanında yeni bir sayfa açılıyor gibiydi. "Terörsüz bir Türkiye süreci"nden bahsederken sesindeki o kararlı ton, sıradan bir siyasi söylemden çok daha fazlasını vaat ediyordu.
Güvenlikte Paradigma Değişimi
Eskiden -biliyorsunuz- terör örgütleri için "masa başı stratejiler" konuşulurdu. Ama artık öyle değil. Yayman'ın da altını çizdiği gibi, Türkiye'nin güvenlik yaklaşımı kökten değişti. Daha proaktif, daha etkili ve en önemlisi daha insani bir boyuta evrildi.
Şöyle düşünün: Yıllardır kanayan bir yara vardı, şimdi o yaranın tedavisi için gerçek bir reçete yazılıyor. Ve bu reçete sadece güvenlik boyutunu değil, sosyal, ekonomik ve psikolojik boyutları da kapsıyor.
İç ve Dış Dinamiklerdeki Dönüşüm
Yayman'ın dikkat çektiği bir diğer nokta, hem içeride hem de dışarıda yaşanan gelişmelerin bu sürece nasıl katkı sağladığıydı. Dış politikadaki dengeli duruş, uluslararası arenada kazanılan saygınlık... Tüm bunlar terörle mücadelede yeni kapılar açıyor.
Peki ya içeride? Vatandaşın artık daha güvende hissetmesi, hayatın normalleşmesi, ekonomik istikrarın sağlanması... Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı zincirin halkaları gibi.
Gelecek Vizyonu: Kalıcı Barış
Belki de en çarpıcı olanı, Yayman'ın "kalıcı barış" vurgusuydu. Çünkü terörle mücadele sadece silahlı çatışmalardan ibaret değil - asıl mesele toplumsal huzurun ve birliğin tesis edilmesi.
Ve işte tam bu noktada, Türkiye'nin attığı adımlar gerçekten takdire şayan. Sınır ötesi operasyonlardan terörle mücadelede teknolojik dönüşüme, istihbarat başarılarından toplumsal dayanışmaya kadar uzanan geniş bir yelpazede ilerleyen bir süreç bu.
Yayman'ın sözleriyle bitirelim: "Türkiye artık terör örgütlerinin oyun alanı olmaktan çıktı." Bu cümle bile başlı başına her şeyi anlatmaya yetiyor aslında.