
Olay tam bir insanlık dramına dönüştü. Tunus yetkilileri, o korkunç saldırının aslında rastgele bir eylem olmadığını ortaya çıkardı. Neredeyse kusursuz bir planın parçasıydı bu.
Tunus İçişleri Bakanlığı'nın yaptığı açıklama adeta bomba etkisi yarattı. İnsani yardım götüren "Küresel Dayanışma Filosu"na yönelik insansız hava aracı saldırısının -inanması güç ama- önceden planlandığını tespit ettiklerini duyurdular. Bu kadar net bir ifadeyi duymak gerçekten ürpertiyor insanı.
Soğukkanlılıkla Planlanmış Bir Eylem
Olayın en ürpertici yanı, saldırının soğukkanlılıkla ve detaylı şekilde planlanmış olması. Tunuslu yetkililer, yaptıkları araştırmalar sonucunda bu sonuca vardıklarını belirttiler. Rastgele bir saldırı değildi yani; hedef gözetilerek, bilinçli şekilde yapılmıştı.
Peki neden? Neden insani yardım götüren bir filoya saldırı düzenlensin ki? Bu sorunun cevabı henüz net değil ama Tunus yetkilileri konuyu derinlemesine araşturduklarını vurguladılar.
Uluslararası Topluma Sessiz Çığlık
Tunus İçişleri Bakanlığı'nın bu açıklaması aslında uluslararası topluma bir mesaj niteliği taşıyor. "Bakın, olan biten tesadüf değil" diyorlar adeta. Durumun ciddiyetinin farkındalar ve dünyanın da bu gerçeği görmesini istiyorlar.
Şimdi herkesin aklındaki soru şu: Bu planlı saldırının arkasında kim var? Tunus yetkilileri bu soruya henüz net bir yanıt vermedi ama araştırmaların tüm hızıyla sürdüğünü belirttiler.
Olay uluslararası hukuku ve insani değerleri hiçe sayan bir nitelik taşıyor. İnsani yardım gemilerine yönelik saldırı, aslında tüm insanlığa yapılmış bir saldırı gibi. Tunus'un bu açıklaması belki de buzdağının görünen kısmı sadece.
Peki ya sonra? Tunus yetkilileri konunun takipçisi olacaklarını açıkça ifade ettiler. Uluslararası kuruluşları da bu planlı saldırıyı kınamaya ve gereken önlemleri almaya davet ettiler. Haklılar da - bu tür eylemlerin cevapsız kalması daha büyük sorunlara yol açabilir çünkü.
Ortadoğu'da gerilim zaten tavan yapmışken böyle bir olayın patlak vermesi işleri daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. Tunus'un bu açıklaması belki de bir uyanış çağrısı olarak görülmeli. İnsani değerlerin ayaklar altına alındığı bir dönemde, bu tür açıklamaların önemi daha da artıyor.