Van'da hava buz gibiydi ama yürekler öyle sıcaktı ki... Sanki her bir kalp, yılların acısını eritmek için yanıp tutuşuyordu. Cumhuriyet Caddesi'nde toplanan yüzlerce insan - evet, çoğu terörün acımasız yüzünü en derinden hisseden aileler - inanılmaz bir dayanışma sergiledi.
Kiminin evladıydı giden, kiminin eşi, kiminin de komşusu. Hepsi farklı hikayeler taşıyordu yüreklerinde ama ortak bir dilek için bir araya gelmişlerdi: Terörsüz bir Türkiye.
Gözyaşları Arasında Yükselen Dualar
Yürüyüş başladığında ilginç bir şey oldu. Kalabalık önce sessizdi, derin bir sessizlik... Sonra bir kadının sesi yükseldi: "Allah'ım, bu acıları bir daha hiçbir anneye yaşatma!" İşte o an, adeta bir sel oldu dualar. Herkes kendi dilince, kendi acısıyla konuşuyordu Yaradan'la.
Genç bir baba, kucağındaki küçük kızına "Artık korkma yavrum" diye fısıldarken, yaşlı bir dede ise titreyen elleriyle Kur'an okuyordu. Bu manzara - insanın yüreğini burkan ama bir o kadar da umut veren bir tabloydu.
"Yeter Artık!" Diyen Bir Nesil
En çok da gençlerin kararlılığı etkileyiciydi. Üniversiteli Ahmet, "Biz büyürken hep şiddet hikayeleri dinledik" diyor ve ekliyordu: "Artık yeter! Bizim çocuklarımız parklarda oynasın, savaşları değil, oyunları konuşsun istiyoruz."
Ve işte tam da bu yüzden toplanmışlardı zaten. Sadece protesto etmek için değil, bir umut mesajı vermek için. Terörün bitmesinin mümkün olduğuna, barış içinde yaşamanın hayal olmadığına dair inançlarını haykırmak için.
Yürüyüş boyunca dikkat çeken bir diğer şey? Hiçbir siyasi slogan atılmaması, hiçbir kışkırtıcı pankart açılmaması. Sadece Türk bayrakları ve insanların samimi duaları vardı.
Acılar Umuda Dönüşüyor
Belki de en dokunaklı an, 70 yaşındaki Zeynep Teyze'nin konuşmasıydı. "İki oğlumu kaybettim" diye başladı söze, sesi titreyerek. "Ama bugün burada gördüğüm gençler, artık benim evlatlarım. Onların güvenliği için dua ediyorum."
İnsan düşünmeden edemiyor - nasıl bir yürek gerekir ki, kendi evladını kaybettikten sonra başka annelerin çocukları için endişelenmeye?
Etkinlik sona erdiğinde herkesin yüzünde garip bir huzur vardı. Sanki yılların yükünü bir nebze olsun bırakabilmişlerdi. Bir kadın, "İlk kez yalnız olmadığımı hissediyorum" diye mırıldandı. Belki de önemli olan buydu: Acılar paylaşıldıkça hafifliyor, umutlar birleştikçe büyüyordu.
Van'dan yükselen bu barış çığlığı, tüm Türkiye'ye yayılsın diye... Terörsüz günlerin sadece bir hayal olmadığını, hep birlikte inşa edebileceğimiz bir gerçek olduğunu göstersin diye.