
Mersin'de siyasi dengeleri altüst eden bir gelişme yaşandı. İYİ Parti'nin kilit ilçe teşkilatları, adeta bir deprem etkisi yaratan toplu istihalarını açıkladı. Olayın merkezinde ise, partinin terörle mücadele konusundaki son duruşu var.
Meis ve Tarsus ilçe başkanları, art arda istifa dilekçelerini sundu. Onları, bu ilçelerin yönetim kurulu üyeleri takip etti. Peki neydi bu kopuşun asıl nedeni? Parti içindeki sesler, "Terörsüz bir Türkiye" vaadinin artık karşılık bulmadığı yönünde.
Bir Liderin Sessizliği ve Sonuçları
Meral Akşener'in, terör örgütüne yönelik net ve sert bir söylem geliştirememesi, tabanda ciddi bir hayal kırıklığı yaratmış durumda. Bu, sıradan bir politika tartışması değil; temel bir vaadin sorgulanması. İstifa eden isimler, partinin kuruluşundaki "ülkücü çizgi"den uzaklaştığını düşünüyor. Bu düşünce, onlar için dayanılmaz bir hal almış.
Olay sadece birkaç isimle sınırlı değil. Meis'teki yönetimin tamamı, Tarsus'ta ise neredeyse tamamına yakını görevini bıraktı. Bu, örgütlenme açısından partiye indirilmiş ağır bir darbe. Yereldeki bu kopuş, Ankara'daki genel merkez için de ciddi bir alarm zili aslında.
Politikada Aidiyet ve Hayal Kırıklığı
Siyaset, sadece makam ve mevki değil; aynı zamanda bir aidiyet meselesi. İstifa edenlerin ortak noktası, bu aidiyet duygusunu kaybetmiş olmaları. Parti içi demokrasi ve fikir özgürlüğü konusunda yaşadıkları tatminsizlik, son damlaydı. Terörle mücadelede netleşemeyen tutum ise bardağı taşıran son damla oldu.
Bu istifalar, sadece Mersin ile sınırlı kalır mı? Yoksa bu, daha büyük bir dalganın ilk işareti mi? Siyasetin doğası gereği, bu soruların cevabını zaman gösterecek. Ancak şu bir gerçek: İYİ Parti, kurulduğu günden bu yana en ciddi iç sınamalardan birini yaşıyor. Ve bu sınavın sonuçları, hem parti hem de Türkiye siyaseti için oldukça kritik olacak.