
Volodymyr Zelenskiy, o bildiğimiz kararlı duruşuyla yine gündeme damgasını vurdu. Ukrayna'nın bağımsızlık mücadelesinde adeta bir kaya gibi duran lider, son açıklamalarında dünyanın sessizliğini sorguladı.
"Biz sadece topraklarımızı değil, Avrupa'nın geleceğini de savunuyoruz" diyen Zelenskiy'nin sözleri, bugünkü basın toplantısında yankılandı. Sanki her kelimesiyle, uluslararası topluma bir çağrı yapıyor gibiydi.
Destek Sözleri Yeterli Değil
Şu acı gerçeği kabullenmek zor: Batı'nın vaatleri, Ukrayna halkının çektiği acıların yanında bir hiç kalıyor. Zelenskiy'nin de altını çizdiği gibi, "silahlar değil, sözler yağdı" ülkesine.
Rusya'nın saldırgan tutumuna rağmen, Ukrayna ordusunun gösterdiği direniş takdire şayan. Ancak şunu unutmamak lazım - savaş meydanlarındaki kahramanlık, cephe gerisindeki yorgunluğu gizleyemiyor.
Zaman Daralıyor
Kış ayları yaklaşırken durum daha da kritik bir hal alıyor. Enerji altyapısı zarar gören şehirler, soğukla mücadele edecek kaynaklardan yoksun. Zelenskiy'nin bu konudaki uyarıları, adeta bir çığlık niteliğinde:
- Elektrik kesintileri günde 12 saati bulabiliyor
- Temel ihtiyaç malzemelerine ulaşım zorlaşıyor
- Uluslararası yardım organizasyonları yetersiz kalıyor
Kim bilir, belki de dünya bu krizi gerçekten anlamak istemiyor. Ya da anlıyor da - politik çıkarlar, insani değerlerin önüne geçiyor.
Diplomasi Çıkmazı
Barış görüşmeleri konusunda atılan her adım, bir adım geriyle sonuçlanıyor gibi. Zelenskiy'nin dediği gibi, "Rusya masaya oturmak istemiyor, masayı devirmek istiyor".
Peki ya sonra? Ukrayna halkı bu baskılara daha ne kadar dayanabilir? Askerlerin morali, sivillerin sabrı tükenmeden, uluslararası toplum harekete geçecek mi?
Bir gerçek var ki o da şu: Tarih, bugünkü sessizliği asla affetmeyecek. Zelenskiy'nin mücadelesi belki bir gün kazanacak, ama kaybedenler listesi çok daha uzun olacak gibi görünüyor.