
İzmir'de adeta bir kabus senaryosu daha gerçek oldu. Gözler, bu kez Ege'nin incisine dikildi. İki şüpheli isim, karanlık bir dijital oyunun içinde bulundu kendilerini.
Emniyetin siber timleri -ki onlar bu dijital çağın karanlık sularında balık avlamakta gerçekten ustadırlar- aylardır süren teknik takibin ardından harekete geçtiler. Ve işte o an: iki şahıs, terör örgütü DEAŞ lehine propaganda yapmak suçundan gözaltına alındı.
Odasında, telefonunda, dijital dünyasında... Aramalarda ele geçirilenler ise içler acısıydı. Sayısız propaganda materyali, adeta bir nefret arşivi. Sosyal medya hesapları üzerinden yayılan zehir, artık durmuştu.
Peki ya sonrası? Şüpheliler, ifadelerinin alınmasının ardından adliyeye sevk edilecek. Yargı süreci işleyecek ve hesap sorulacak. İzmir, nefes almaya devam edecek. Çünkü güvenlik güçleri, bu şehri karanlığa karşı korumak için gece gündüz demeden çalışıyor.
Bu olay, aslında hepimize bir ders niteliğinde. Dijital dünyanın görünmez tehlikelerine karşı uyanık olmalıyız. Sanal dediğimiz o alem, gerçek sonuçlar doğurabiliyor çünkü. İşte tam da bu yüzden, emniyetin bu tür operasyonları büyük önem taşıyor.