Eğitim ve davranış psikolojisi alanında sıkça adı geçen ancak bazen yanlış anlaşılan kavramlardan biri de Premack İlkesi'dir. Bu ilke, özellikle istenmeyen davranışları değiştirmek veya öğrenmeyi teşvik etmek için kullanılan güçlü bir strateji olarak karşımıza çıkıyor. Ancak konu, koşullu anlaşma gibi benzer görünen diğer kavramlarla karıştırılabiliyor. Bu nedenle Premack İlkesi'ni doğru anlamak, onu etkili bir şekilde uygulayabilmek için büyük önem taşıyor.
Premack İlkesi Nedir? Psikolojik Bir Davranış Pekiştirme Yöntemi
Premack İlkesi, temel olarak bireylerin yapmaktan hoşlandığı davranışları, hoşlanmadıkları davranışları gerçekleştirmeleri için bir teşvik aracı olarak kullanmayı öngörür. Psikolog David Premack tarafından ortaya atılan bu ilke, davranışsal psikolojinin önemli taşlarından biridir. İlkenin özünde, yüksek olasılıklı (sevilen) bir davranışın, düşük olasılıklı (sevilmeyen) bir davranışı pekiştirmek veya ortaya çıkarmak için kullanılması yatar. Yani, bireyin gerçekleştirmek istemediği bir eylemi yapması için, onu severek yaptığı bir başka eylemle ödüllendirirsiniz.
Premack İlkesi Örnekleri: Günlük Hayattan Bir Senaryo
Bu ilkeyi somutlaştırmak için klasik bir örnek üzerinden gidelim. Ödev yapmak istemeyen bir çocuk düşünelim. Bu çocuk için ödev yapmak, düşük olasılıklı, yani sevilmeyen bir davranıştır. Ancak aynı çocuğun arkadaşlarıyla dışarıda futbol oynamaya bayıldığını varsayalım. Futbol oynamak ise onun için yüksek olasılıklı, çok sevdiği bir davranıştır.
Burada Premack İlkesi'ni uygulayan bir ebeveyn, çocuğa şu şekilde yaklaşır: "Ödevini tamamladıktan sonra (sevilmeyen davranış), dışarı çıkıp futbol oynayabilirsin (sevilen davranış)." Burada amaç, çocuğun ödev yapma davranışını, futbol oynama beklentisi ile pekiştirmektir. Sevdiği davranış, sevmediği davranışı gerçekleştirmesi için bir doğal pekiştireç görevi görür. Bu bir rüşvet veya pazarlık değil, davranışsal bir düzenlemedir.
Koşullu Anlaşma ve Premack İlkesi Arasındaki Temel Fark
Premack İlkesi sıklıkla koşullu anlaşma (kontrat) ile karıştırılır. Ancak ikisi arasında net bir ayrım vardır. Koşullu anlaşmada, iki taraf arasında genellikle pazarlığa dayalı, "eğer bunu yaparsan, ben de şunu yaparım" şeklinde bir şart ve taahhüt söz konusudur. Bu daha çok bir müzakere sonucudur.
Premack İlkesi'nde ise böyle bir pazarlık veya karşılıklı taahhüt yoktur. Burada odak nokta, bireyin kendi içindeki davranış hiyerarşisidir. Yapılması istenen davranış (ödev), yapılması zaten çok istenen başka bir davranışın (futbol) ön koşulu haline getirilir. Asıl mekanizma, davranışların kendi aralarındaki göreceli değerlerine dayalı bir pekiştirmedir. Yani, doğal ve sık gerçekleşen bir davranış, daha az gerçekleşen bir davranışı pekiştirmek için kullanılır.
Premack İlkesi'ne aykırılık durumu ise, bu sıralamanın tersine çevrilmesi, yani düşük olasılıklı bir davranışın yüksek olasılıklı bir davranışı pekiştirmeye çalışılması olarak düşünülebilir. Bu ise genellikle etkisiz sonuçlar verir. Özetle, bu ilkeyi anlamak ve doğru uygulamak, hem eğitimciler hem de ebeveynler için davranış değiştirmede oldukça etkili bir araç sunar. Konuyu örnekler üzerinden incelemek, koşullu anlaşma gibi kavramlardan ayrımını netleştirmek ve ilkenin özünü kavramak, onu günlük hayatta verimli bir şekilde kullanmanın anahtarıdır.