Eğitim dünyasında heyecan verici gelişmeler yaşanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın düzenlediği Ortaöğretim Çalıştayı, adeta bir eğitim devriminin sinyallerini verdi. Düşünsenize, lise hayatı artık bildiğimiz gibi olmayacak.
Çalıştayda ortaya çıkan sonuçlar gerçekten çarpıcı. Katılımcıların üzerinde uzlaştığı nokta şu: Mevcut sistem artık çağın gerisinde kalmış durumda. Öyle ya, 21. yüzyılda hala 20. yüzyılın eğitim anlayışıyla yol alamayız.
Esneklik Ön Planda
Yeni sistemin bel kemiğini 'esneklik' oluşturuyor. Öğrenciler artık kendi ilgi alanlarına göre ders seçebilecek. Bu ne demek biliyor musunuz? Herkesin aynı kalıba sokulmaya çalışıldığı o monoton sistem tarihe karışıyor.
Mesela, matematik dehası olan bir öğrenci ile sanata yatkın bir öğrenci aynı müfredatla boğuşmayacak. Herkes kendi yeteneklerine göre yol alabilecek. Bence bu, eğitimde adalet anlayışının da bir gereği.
Beceriler Konuşuluyor
Artık sadece teorik bilgi yetmiyor. İş dünyası da bunu sürekli vurguluyor zaten. Yeni sistemde öğrencilerin gerçek hayatta işine yarayacak beceriler kazanması hedefleniyor.
- Eleştirel düşünme
- Problem çözme yeteneği
- Takım çalışması
- İletişim becerileri
Bunlar artık sadece kulağa hoş gelen kavramlar olmaktan çıkıp müfredatın gerçek parçaları haline geliyor. Öyle olması da gerekmez mi zaten?
İhtiyaçlar Belirleyici Olacak
Sistem artık 'ne öğretelim' değil, 'neye ihtiyaç var' sorusu üzerine kuruluyor. İş dünyasının, üniversitelerin ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda bir yol haritası çiziliyor.
Bu değişim öyle kolay olmayacak elbette. Altyapıdan öğretmen eğitimine kadar pek çok konuda hazırlık yapılması gerekiyor. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim: Bu yolda ilk adım atılmış görünüyor.
Eğitimciler arasında heyecanlı bir bekleyiş var. Kimi 'geç kalındı' diyor, kimi 'yeni başlıyoruz' diye umutlanıyor. Ben şahsen, bu değişimin Türkiye'nin geleceği için hayati önem taşıdığını düşünüyorum.
Peki ya siz? Lise yıllarınızda böyle bir sistem olsaydı, hayatınız nasıl değişirdi? Düşünmesi bile ilginç değil mi?