Göreve geldiğimden beri en çok üzerinde durduğum konulardan biri de okullarımızın güvenliği. Nitekim Milli Eğitim Bakanlığı, bu doğrultuda önemli bir karara imza attı. Artık tüm okullarımızda -inanın bana- hayati önem taşıyan tatbikatlar yapılacak.
Bakanlık yetkililerinin ifadesine göre, bu uygulama sadece İstanbul veya İzmir gibi büyükşehirlerle sınırlı kalmayacak. Anadolu'nun en ücra köşesindeki köy okulundan, metropollerin dev kampüslerine kadar her yerde, aynı anda, topyekûn bir hazırlık süreci başlatılıyor.
Peki Neden Şimdi?
Aslında cevap basit: Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız acı tecrübeler, bize hazırlığın ne denli elzem olduğunu bir kez daha gösterdi. Deprem, yangın, sel - Allah korusun - hangi afet gelirse gelsin, çocuklarımızın can güvenliği her şeyden önemli.
Şöyle düşünün: Okul, çocuklarımızın ikinci evi. Peki evimizi nasıl güvende tutarız? İşte tam da bu mantıkla hareket ediliyor.
Tatbikatlar Nasıl İşleyecek?
- Öncelikle, her okul kendi afet planını gözden geçirecek - bazılarının hiç olmadığını biliyorum, onlar da yeniden oluşturacak
- Tatbikat tarihleri önceden belirlenecek ama - şaşırtmaca olsun diye - bazıları anons edilmeden de yapılabilecek
- Öğretmenler, öğrenciler ve hatta kantinciler dahil herkes bu sürece dahil edilecek
- Toplanma alanları, tahliye yolları, ilk yardım noktaları - hepsi yeniden kontrol edilecek
Bir eğitimci olarak şunu söyleyebilirim: Bu tatbikatlar sadece formalite olarak görülmemeli. Ciddiye alınmalı, üzerine düşünülmeli ve - nasıl desem - içselleştirilmeli.
Velilere de Görev Düşüyor
Okul yönetimleri, velileri de bu sürece dahil etmek için çeşitli bilgilendirme toplantıları düzenleyecek. Çünkü güvenlik - bana kalırsa - topyekûn bir mücadele gerektiriyor. Okulda başlayan bu bilinç, evde de devam etmeli.
Sonuç olarak, bu adımı son derece isabetli bulduğumu belirtmeliyim. Belki biraz geç kalındı ama - ne demişler - geç olsun da güç olmasın. Umarım bu tatbikatlar sadece kağıt üzerinde kalmaz ve gerektiğinde hayat kurtaracak pratiklere dönüşür.