Üniversite hayatı, her genç için yepyeni bir macera demek. Peki ya bu macerada bazıları diğerlerinden çok daha fazla engelle karşılaşıyorsa? Görme engelli öğrenciler, kampüslerde adeta bir labirentin içinde kaybolmuş gibiler. Ve maalesef, bu labirentin çıkışını bulmak hiç de kolay değil.
Karanlıkta Kalan Dersler
Ders materyalleri... Normalde sıradan bir konu, değil mi? Ama Braille formatında olmayan kitaplar, görme engelli bir öğrenci için okunamaz bir duvardan farksız. Üstelik, dijital materyallerin çoğu da erişilebilir değil. Ekran okuyucu yazılımlar bile bazen çaresiz kalıyor. İşin ironik yanı, teknoloji çağında olmamıza rağmen hâlâ bu temel sorunları çözememiş olmamız.
Kampüs Hayatı: Görünmez Engeller
Yollar, merdivenler, bina girişleri... Günlük hayatta hiç fark etmediğimiz bu detaylar, görme engelliler için büyük riskler taşıyor. Yönlendirme tabelalarının Braille olmaması, kabartmalı yüzeylerin eksikliği, hatta asansörlerde sesli uyarı sisteminin bulunmaması gibi sorunlar, üniversite hayatını adeta bir engeller parkuruna dönüştürüyor.
Peki çözüm ne? İşte bazı öneriler:
- Ders materyallerinin erişilebilir formatlarda sunulması
- Kampüslerde fiziksel erişilebilirlik standartlarının iyileştirilmesi
- Öğretim üyeleri ve öğrenciler için farkındalık eğitimleri
- Teknolojik altyapının güçlendirilmesi
Sonuç olarak, eğitimde fırsat eşitliği sadece bir slogan olmaktan çıkmalı. Görme engelli öğrencilerin de diğerleriyle aynı fırsatlara sahip olması için üniversitelerin daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Unutmayalım ki engeller, aslında bizim bakış açımızda başlıyor.
