
Kim derdi ki gözleri hiç görmeyen bir kız, stetoskop takıp beyaz önlüğü giyecek? Nazlı Selvi, tam da bunu başardı işte. Hayatın ona verdiği en zorlu sınavı, azmiyle alt etmeyi bildi.
Doğuştan görme engelli bu genç kız, yılmadı, usanmadı ve sonunda hayalini kurduğu tıp fakültesine yerleşti. Braille alfabesiyle ders çalıştı, parmak uçlarıyla öğrendi her şeyi. Adeta bir destan yazdı.
Yolculuk Hiç Kolay Değildi
Nazlı'nın hikayesi aslında sıradan bir başarı öyküsünden çok daha fazlası. Ankara'da yaşayan bu kararlı genç kız, eğitim hayatı boyunca sayısız zorlukla karşılaştı. Ama pes etmek? Hiç olmadı onun lügatinde.
"Görmeden öğrenmek" deyip geçmeyin. O, dokunarak, hissederek, duyarak kavradı bilim dünyasının sırlarını. Kimya formüllerini, anatomi terimlerini Braille alfabesiyle kodladı beynine.
Aile Destegi Olmasa...
Arkasında dimdik duran bir ailesi vardı Nazlı'nın. Annesi, babası ve ablası, onun en büyük destekçileri oldular hep. "Yapamazsın" diyenlere inat, "yaparım" dedi ve yaptı işte!
Üniversite sınavına hazırlanırken yaşadığı stresi düşünsenize. Görme engelli bir öğrenci için YKS'ye hazırlanmak, normal bir öğrencinin yaşadığı zorlukların kat kat üstüydü aslında.
Başarıya Giden Yol
Sınav günü geldiğinde, Nazlı için özel düzenlemeler yapıldı. Braille alfabesiyle basılı soru kitapçığı ve ek süre verildi. O da bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmesini bildi.
Sonuçlar açıklandığında ise gözyaşları sel oldu. Hayalindeki tıp fakültesine yerleştiğini öğrenince, ailesiyle birlikte saatlerce kutladı bu büyük başarıyı.
Peki ya şimdi? Nazlı, üniversiteye başlamanın heyecanını yaşıyor. Amacı çok net: İyi bir doktor olmak ve kendisi gibi engelli bireylere ilham vermek.
"Engel tanımamak" deyimi var ya hani, işte Nazlı Selvi tam da bunun canlı kanıtı. Onun hikayesi, imkansız diye bir şey olmadığını gösteriyor hepimize. Yeter ki isteyelim, inanalım ve çalışalım.