Tam 112 yıl önce, İstanbul'un o heybetli sokaklarında bir rüya filizlendi. Kimi zaman zorluklarla boğuştu, kimi zaman zaferlerle taçlandı - ama asla pes etmedi. İmam Hatip okullarının hikayesi işte böyle başladı.
1913'te açılan ilk İmam Hatip, aslında bir medeniyetin yeniden ayağa kalkışının simgesiydi adeta. O günlerde kim tahmin edebilirdi ki bu küçük adım, yüz binlerce gencin hayatına dokunacak?
Zorlu Yıllar ve Diriliş
1930'lar... Kapanma kararı geldiğinde herkes yıkıldı. Ama inanç asla ölmedi. Tam 23 yıl sonra, 1951'de yeniden açıldı kapılar. İnsanların yüzündeki o sevinç görülmeye değerdi herhalde.
1970'lere gelirken sayı 72'ye ulaşmıştı. Sonra o karanlık 1980 darbesi... Yine zor günler. Ama halkın bu okullara olan sevgisi hiç azalmadı, bilakis arttı.
Altın Çağ: 2000'ler ve Ötesi
2000'lerde adeta bir rönesans yaşandı. Sayılar katlandı, eğitim kalitesi zirve yaptı. Bugün 18 farklı ülkeden öğrenci burada okuyor - inanılmaz değil mi?
- 1.5 milyonu aşkın mezun
- Binlerce başarı hikayesi
- Onlarca ülkeye yayılan bir etki
Bence en çarpıcı olanı, bu okulların sadece din eğitimi değil, tam anlamıyla karakter eğitimi vermesi. Öğrenciler adeta bir ağaç gibi kök salıyor bu topraklara.
Geleceğe Bakış
Şimdi düşünüyorum da - 112 yıl sonra hala dimdik ayaktalar. Bu sadece bir okul değil, bir geleneğin, inancın ve kararlılığın simgesi. Gelecek için umut veriyor insana.
Son söz: Bu kurumlar sadece geçmişin değil, geleceğin de teminatı. Yeni nesiller burada yetişiyor ve Türkiye'nin yarınları şekilleniyor. Görmek isteyen gözler için, anlamak isteyen yürekler için...