Şu günlerde eğitim camiasında giderek büyüyen bir endişe var. Çocuklarımızla okulların arasındaki mesafe, hiç olmadığı kadar açılıyor sanki. Bu durum sadece akademik bir sorun değil, toplumsal bir mesele haline gelmek üzere.
Dijital çağın getirdiği yeni alışkanlıklar, pandeminin yarattığı kopukluklar ve belki de en önemlisi - eğitim sistemimizin çocukların gerçek ihtiyaçlarına cevap verememesi... Tüm bu faktörler bir araya gelince ortaya hiç de iç açıcı olmayan bir tablo çıkıyor.
Ekran Bağımlılığı ve Okuldan Uzaklaşma
Artık çocuklar için sanal dünya, gerçek dünyadan daha cazip hale geldi. Okul bahçesinde koşup oynamak yerine ekran başında saatler geçiriyorlar. Bu durum sadece fiziksel bir uzaklaşma değil, aynı zamanda duygusal bir kopuş da yaratıyor.
Öğretmenlerin anlattıklarına göre, öğrencilerin dikkat süreleri giderek kısalıyor. Bir ders saati boyunca odaklanmakta zorlanıyorlar. Zaten ders dışı zamanlarda da okulda kalmak, sosyal aktivitelere katılmak istemiyorlar.
Pandeminin Yarattığı Travma
O kapanma dönemlerini hatırlıyor musunuz? Evlerimize kapandığımız, hayatın tamamen dijitale taşındığı günler... İşte o dönem, çocukların okulla olan bağlarında geri dönülmesi zor hasarlar bıraktı.
Okul sadece ders öğrenilen bir yer değildir ki! Arkadaşlarla kahkahaların yankılandığı koridorlar, teneffüslerde oynanan oyunlar, kantinde yaşanan küçük maceralar... Bunların hepsi çocukların okula bağlanmasını sağlayan unsurlar. Pandemi bunları bir anda yok etti.
Ne Yapmalı?
Peki bu gidişatı tersine çevirmek için neler yapılabilir? Aslında çözüm çok karmaşık değil. Okulları çocuklar için yeniden cazip hale getirmek gerekiyor. Nasıl mı?
- Ders programlarını esnetmek, daha fazla uygulamalı aktiviteye yer vermek
- Okulları sadece akademik değil, sosyal merkezler haline getirmek
- Öğretmen-öğrenci ilişkilerini güçlendirecek projeler geliştirmek
- Teknolojiyi düşman değil, müttefik olarak görmek
Belki de en önemlisi, çocukların okulda kendilerini değerli hissetmelerini sağlamak. Kendini değerli hisseden, sevildiğini bilen çocuk okuluna da bağlanır çünkü.
Bu sorun sadece eğitimcilerin değil, hepimizin meselesi. Çünkü bugün okulla bağı kopan çocuklar, yarın toplumla bağı kopuk yetişkinler olacaklar. Ve kimse böyle bir gelecek istemez, değil mi?