Üniversitelerdeki staj sisteminde devrim niteliğinde değişiklikler kapıda. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar'ın açıklamaları, öğrencilerin mesleki hayata hazırlanış şeklini kökten değiştirecek bir dönüşümün habercisi.
Özvar, "Biz artık klasik staj anlayışını rafa kaldırıyoruz" diyor ve ekliyor: "Amacımız, öğrencilerimizin sadece bir kaç haftalığına bir iş yerinde bulunması değil, gerçek anlamda mesleki beceriler kazanması."
İş Yeri Temelli Eğitim Nedir?
Yeni sistemde öğrenciler, teorik bilgilerini doğrudan iş yerlerinde pratiğe dökme fırsatı bulacak. Bu aslında şu anlama geliyor: Artık ofislerde çay dağıtmak ya da fotokopi çekmek yerine, gerçek projelerde yer alacaklar.
Kim bilir, belki de mühendislik öğrencisi bir fabrikada üretim hattını yönetecek, iletişim fakültesi öğrencisi ise bir ajansın kreatif süreçlerine dahil olacak. Heyecan verici değil mi?
Neler Değişecek?
- Stajlar artık daha uzun ve kapsamlı olacak
- Öğrenciler gerçek iş projelerinde aktif rol alacak
- Üniversite-iş dünyası iş birliği güçlenecek
- Mezuniyet sonrası iş bulma süreci kolaylaşacak
Özvar'ın dediği gibi, "Bu sistem sayesinde öğrencilerimiz mezun olduklarında iş aramak zorunda kalmayacak, iş onları bulacak." Tabii bu iddialı bir söz ama eğer doğru uygulanırsa, gerçekten de mümkün görünüyor.
İş Dünyası Ne Diyor?
Peki ya işverenler? Onlar da bu değişimden oldukça memnun. Çünkü artık stajyer değil, yetişmiş eleman bulma şansına sahip olacaklar. Bu da şirketlerin insan kaynağı maliyetlerini düşürecek gibi duruyor.
Aslında düşününce, bu sistemin kazananı herkes olacak. Öğrenciler deneyim kazanacak, işverenler nitelikli eleman bulacak, üniversiteler ise mezunlarının iş bulma oranlarını artıracak. Neredeyse herkesin yüzü gülecek!
Ancak şunu da sormadan edemiyor insan: Acaba üniversiteler ve iş yerleri bu sistemi uygulamaya hazır mı? Çünkü böyle köklü bir değişim, her iki tarafın da ciddi hazırlık yapmasını gerektiriyor.
Sonuç olarak, YÖK'ün bu hamresi eğitim-istihdam arasındaki kopukluğu gidermek için atılmış önemli bir adım. Umarım kağıt üzerinde kalmaz ve hayata geçer. Çünkü gençlerimizin buna gerçekten ihtiyacı var.