Her şey, küçük bir çocuğun piyanonun başına oturup ilk notaları çalmaya başlamasıyla başladı. Ama bu sıradan bir başlangıç değildi – adeta bir yıldızın doğuşuydu. 12 yaşındaki bu genç dahi, şimdi dünyanın en saygın müzik okullarından birinin kapısını araladı.
Mozart Üniversitesi'nin kabul komitesi, onun performansını dinledikten sonra şaşkınlıklarını gizleyemedi. "Bu yaşta böyle bir yetenek görmek... Nadir rastlanan bir durum," diyor jüri üyelerinden biri, sesindeki heyecanı saklayamadan.
Bir Dahinin Yolculuğu
Henüz yürümeyi öğrenirken notalarla tanışan bu çocuk, 3 yaşında ilk bestesini yapmıştı. Ailesi, o günlerde bunun sadece "sevimli bir çocukluk anısı" olduğunu düşünmüştü. Meğer geleceğin virtüözü evlerinde büyüyormuş!
İlkokul yıllarında müzik öğretmeninin dikkatini çeken bu yetenek, kısa sürede uzmanların radarına girdi. Yerel yarışmalardan uluslararası festivallere uzanan bu yolculuk, şimdi onu Avusturya'nın müzik dünyasının kalbine taşıyor.
Zorluklar ve Başarılar
- Günde 6 saat antrenman yaparak disiplinli bir çalışma rutini oluşturdu
- 10 yaşında ilk senfonisini besteledi
- Geçen yıl uluslararası bir yarışmada jüri özel ödülü aldı
"Bazen çok yoruluyorum tabii," diyor genç müzisyen, "ama müzik benim için nefes almak gibi. Bıraksam boğulurum herhalde." Bu sözler, onun tutkusunu anlatmaya yetiyor aslında.
Eğitim Hayatı Nasıl Şekillenecek?
Üniversite, bu genç yetenek için özel bir program hazırladı. Akademik derslerle müzik eğitimini dengeleyecek bu program, onun hem çocukluğunu yaşayabilmesine hem de yeteneğini geliştirmesine olanak tanıyacak.
Müzik dünyasının bu yeni yıldızı, belki de geleceğin en büyük bestecilerinden biri olacak. Kim bilir, belki bir gün onun besteleri de tıpkı Mozart'ınkiler gibi yüzyıllar boyunca çalınacak. Heyecanla izleyeceğiz!
