
Kırıkkale Üniversitesi'nden yükselen bir ses, adeta zamanın tozlu raflarına kaldırılmış bir değeri yeniden gün yüzüne çıkardı. Akademisyenler, üniversitenin eski rektörlerinden Beşir Atalay'ın unutulmaması gerektiğini haykırdı.
Kimdi bu Beşir Atalay? diye soracak olursanız, cevabı Kırıkkale'nin eğitim tarihinde saklı. Üniversitenin kuruluş yıllarında gösterdiği olağanüstü çabalar, bugünkü akademik kadronun hafızasından silinmiş değil.
Bir Vefa Örneği
Şimdilerde üniversite koridorlarında dolaşan bir imza kampanyası var. Akademisyenler, Atalay'ın adının yeniden üniversiteye verilmesi için resmi bir çağrı yapıyor. "Bize bıraktığı mirası unutamayız" diyorlar.
İşte size insanın içini ısıtan detaylar:
- Kampanyaya katılım beklenenden fazla
- Genç akademisyenler bile bu isme sahip çıkıyor
- Rektörlük binasının önünde sembolik bir buluşma yapıldı
Peki neden şimdi? diye düşünenler olabilir. Aslında cevap basit: "Geç kalmış olsak da, vefa borcumuzu ödemeliyiz" diye düşünüyor akademik camia.
Geçmişten Gelen Işık
Atalay'ın döneminde yapılanlar, bugünkü üniversitenin temel taşları niteliğinde. Öyle ki, bazı bölümlerin kuruluşundaki imzası hâlâ konuşuluyor. "Onun vizyonu olmasaydı, belki de bugün burada olamazdık" diyen genç doçentler bile var.
Rektörlük yetkilileri ise bu çağrıya kayıtsız kalmadı. "Konuyu değerlendireceğiz" açıklaması, umutları yeşertti. Kim bilir, belki de yakın zamanda üniversitenin girişinde yeni bir tabela göreceğiz?
Son olarak şunu söyleyelim: Eğitim tarihimizde iz bırakanları hatırlamak, sadece geçmişe saygı değil, aynı zamanda geleceğe ışık tutmaktır. Kırıkkale'de yanan bu vefa meşalesi, umarız diğer kurumlara da örnek olur.