Dünyanın en saygın eğitim kurumlarından Harvard'ın kapısından bu kez coşkulu bir haber geldi. Hem de Antalya'dan! Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, adeta bir destan yazarak Harvard'ın düzenlediği CASE yarışmasında dünya dördüncülüğünü elde etti.
İnanması güç ama tam 102 üniversiteyi geride bıraktılar. Düşünsenize, dünyanın dört bir yanından gelen en seçkin tıp fakülteleri arasında ilk dörde girmek... Bu, öyle kolay başarılacak bir iş değil.
Doktor Adaylarından Büyük Sürpriz
Yarışmaya Akdeniz Üniversitesi'ni temsilen katılan doktor adayları Ömer Kürşat Kaptan, Ayşe Nur Yılmaz, Elif Şen ve Mehmet Can Demir'in hazırladığı 'Yapay Zeka Destekli Kardiyovasküler Hastalık Tanı Sistemi' projesi, jüri üyelerini hayran bıraktı. Proje öylesine etkileyiciydi ki, Harvard'lı akademisyenlerin takdirini kazanmakla kalmadı, uluslararası arenada Türkiye'nin adını bir kez daha gururla duyurdu.
Aslında bu başarı hiç de sürpriz sayılmazdı. Çünkü Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi son yıllarda eğitimde yenilikçi yaklaşımlarıyla sık sık adından söz ettiriyor. Geleneksel yöntemlerin dışına çıkarak, teknolojiyi tıp eğitimine entegre etmedeki başarısı gözden kaçmıyor.
Rektör Özkan'dan Gurur Dolu Açıklamalar
Üniversite Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, heyecanını gizleyemiyordu. "Öğrencilerimizin bu başarısı hepimizi gururlandırdı" derken sesindeki titreme her şeyi anlatıyordu adeta. "Dünya çapında bir yarışmada ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiler. Bu gençler, geleceğin tıp dünyasında söz sahibi olacak potansiyele sahip."
Rektör Özkan'ın vurguladığı bir diğer nokta ise ekip çalışmasının önemiydi. "Bu başarı, bireysel çabaların değil, uyum içinde çalışan bir ekibin ürünü" diyerek takım ruhunun altını çizdi.
Peki Bu CASE Yarışması Neden Bu Kadar Önemli?
CASE (Cardiovascular Advances in Science and Education) yarışması, tıp dünyasının en prestijli organizasyonlarından biri olarak kabul ediliyor. Her yıl dünyanın önde gelen tıp fakültelerinden yüzlerce projenin katıldığı bu yarışma, adeta bir 'tıp olimpiyatları' niteliğinde.
Jüri üyeliğini Harvard Üniversitesi'nin seçkin akademisyenlerinin yaptığı yarışmada projeler; orijinallik, klinik uygulanabilirlik ve bilimsel yenilik kriterlerine göre değerlendiriliyor. Akdeniz Üniversitesi'nin projesi ise tüm bu kriterlerde üst düzey bir performans sergiledi.
Bu arada şunu da eklemeden geçmeyelim - yarışmada ilk üç sırayı Amerika ve Avrupa'nın köklü üniversiteleri almıştı. Akdeniz Üniversitesi ise dördüncülükle aslında gelişmekte olan üniversiteler arasında birinci oldu diyebiliriz.
Gelecek İçin Ne Anlama Geliyor?
Bu başarı, sadece bir yarışma ödülünden ibaret değil elbette. Türk tıp eğitiminin kalitesini tüm dünyaya kanıtlaması açısından oldukça önemli. Üniversite-sanayi işbirliği için de yeni kapılar aralayabilir.
Zaten proje danışmanı Prof. Dr. Mustafa Kendirci de bu konuya dikkat çekiyor: "Öğrencilerimizin geliştirdiği bu sistem, rutin klinik uygulamalarda kullanılabilecek potansiyele sahip. Yapay zeka destekli tanı sistemleri, geleceğin tıp dünyasında çok daha önemli bir rol oynayacak."
Velhasıl, Antalya'nın sıcak güneşi altında yetişen bu genç beyinler, dünya çapında soğuk kanlı bir başarıya imza attılar. Harvard'ın koridorlarında yankılanan bu başarı hikayesi, inanın Türkiye'deki tüm eğitim camiası için umut verici.
