Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sadece iki yıl sonra, 1925'te Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan ve cumhuriyet dönemi hukuk eğitiminde mihenk taşı olan bir kurum olarak 100. yılını kutluyor.
Atatürk'ün Vizyonu ve Kuruluş Hikayesi
Fakültenin Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen, 1981'de öğrenci olarak başladığı Ankara Hukuk'ta 40 yıla yakın bir süredir bulunuyor. Özen, araştırma görevlisinden profesörlüğe, bölüm başkanlığından dekanlığa uzanan kariyeri boyunca bu tarihi kurumun gelişimine tanıklık etti.
Ankara Hukuk'un kuruluşu, Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devrimlerini anlatacak ve cumhuriyet değerlerini yeni nesillere taşıyacak bir misyona dayanıyor. Özen, Atatürk'ün açılıştaki ifadelerini ve profesörler meclisinin onursal başkanlığını üstlendiğini aktarıyor. İstanbul'daki Darülfünun'un varlığına rağmen Ankara'da yeni bir eğitim merkezi kurma gerekliliği, dönemin ihtiyaçlarından doğmuştu.
Türkiye'nin Lider Fabrikası: Yargı ve Siyaset
Ankara Hukuk, mezunlarıyla Türkiye'nin yönetim, yargı ve bürokrasi kadrolarında belirleyici rol oynuyor. Fakültenin siyasetteki etkisi iktidar ve muhalefeti aşan geniş bir yelpazeye yayılıyor.
Türkiye'nin 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 9. Başbakanı Adnan Menderes, CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, TBMM eski Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gibi isimler bu fakültenin mezunları arasında yer alıyor.
Yüksek yargıda ise Ankara Hukuk uzun yıllara yayılan bir hakimiyet sergiliyor. Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Tülay Tuğcu, Anayasa Mahkemesi Başkanvekilleri Basri Bağçı ve Hasan Gökçen, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan gibi birçok üst düzey yargı mensubu bu fakülteden mezun oldu.
Eğitimde Yenilik ve Uluslararasılaşma
Ankara Hukuk, Türkiye'de %100 İngilizce hukuk lisans programı yürüten öncü fakültelerden biri olarak dikkat çekiyor. Fakülte, akademik kadro gücü ve geniş uzman kütüphanesiyle öne çıkıyor.
Hukuk eğitiminin akreditasyonu, seçmeli ders havuzunun genişletilmesi ve bilişim-teknoloji hukuku ana bilim dalının kurulması gibi adımlar, fakültenin uluslararasılaşma ve niteliği artırma stratejisinin önemli parçalarını oluşturuyor.
Hukuk klinikleri ise öğrencilerin dezavantajlı gruplarla doğrudan temas kurmasını sağlayarak saha deneyimi kazandırıyor ve toplum hizmetini somutlaştırıyor.
Öğrenci Kalitesi ve Gelecek Vizyonu
Fakültenin aldığı öğrenci profili ve sınav başarısı üzerine konuşan Özen, son yıllarda 2 bin 500'lere giren başarı bandıyla Ankara Hukuk'un Türkiye çapında üst sıralarda yer aldığını belirtiyor. Hakimlik-savcılık ve yeni MGS sınavlarında yüksek başarı sağlandığını ifade ediyor.
Ancak Özen, hukuk fakültelerinin sayısal artışının kalite üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek kontenjan daraltılması gerektiğini savunuyor. 100.000 taban puan uygulamasının ileride 75-80 bin bandına indirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Yapay Zeka ve Hukukun Geleceği
Teknolojik dönüşümün hukuka etkisine özel vurgu yapan Özen, yapay zeka ve dijitalleşmenin hukukun yeni alanlar ve uygulama biçimleri getireceğini söylüyor. Ancak insan vicdanının hukukun temel belirleyicisi olmaya devam edeceğini vurguluyor.
"Yapay zeka ne yaparsa yapsın, hukuk vicdanı olan insana ihtiyaç duyacak" diyen Özen, fakültenin bilişim-teknoloji hukuku ve yapay zeka odaklı ders ve çalışmalarla öğrencileri geleceğe hazırlama hedefi olduğunu belirtiyor.
Hukukun sadece kanun metinleri olmadığını vurgulayan Özen, "Hukuk demek yaşamın kendisi demektir... Bir ülkeyi sevmeyen bir insanın hukukçu olma şansı yok" diyerek konuşmasını tamamlıyor ve Ankara Hukuk'un bu mirasının sonraki kuşaklara aktarılmaya devam edeceğini ifade ediyor.