
Heyecan dorukta! Üsküdar Üniversitesi'nin Medipol yerleşkesinde, yeni akademik yılın ilk zili, öğrencileri değil, adeta tarihin sesini duyuracak bir isimle çaldı. Kim mi? Tabii ki, Türkiye'nin duayen tarihçisi Prof. Dr. İlber Ortaylı.
Salon tıklım tıklım doluydu – öyle sıradan bir ders başlangıcı değildi bu. Ortaylı, kürsüye çıktığında herkesi büyüleyen o bilge duruşuyla, konusuna hâkimiyetini hemen hissettirdi. 'Fatih Sultan Mehmet ve Rönesans' başlıklı ders, beklenenden çok daha fazlasını vaat ediyordu.
Fatih'in Dehasına Ortaylı Yorumu
Ortaylı'nın anlatımındaki o kendine has üslup, dinleyenleri alıp götürdü. Fatih Sultan Mehmet'i anlatırken, "O, sadece bir padişah değildi" diye vurguladı. "Rönesans'ın en parlak, en evrensel hükümdarıydı. Onun dönemi, İstanbul'un fethiyle sınırlı bir olay değil, bir dünya medeniyeti projesiydi." Bu sözler, salonda adeta bir şimşek gibi çaktı.
Peki neden? Çünkü Ortaylı'ya göre Fatih, sıradan bir fatih değil, aynı zamanda bir bilim insanı, bir sanat hamisi ve dünyaya açık bir entelektüeldi. Batı'daki Rönesans hareketini yakından takip etmiş, hatta onun bir parçası olmuştu. İşte bu yönüyle, Ortaylı'nın deyimiyle, "çağının çok ötesinde bir vizyona" sahipti.
Üniversiteden Anlamlı Açıklamalar
Programda Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da bir konuşma yaptı. Tarhan, böylesine değerli bir hocayı ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirirken, "İlber Hoca'nın bilgeliği, öğrencilerimiz için paha biçilmez bir kazanımdır" ifadelerini kullandı. Üniversite olarak, öğrencilerine sadece mesleki değil, kültürel ve entelektüel bir birikim de sunmayı hedeflediklerini belirtti.
Tarhan'ın ardından söz alan Üsküdar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ise, eğitimin sınırlarını aşan böyle etkinliklerin, kurum kültürlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çizdi. "Amacımız, yeni nesillere ışık tutmaktır" dedi. Ve ekledi: "İlber Hoca gibi bir değeri ağırlamak, bu yolda attığımız anlamlı bir adımdır."
Öğrencilerden Yoğun İlgi
Ders sonrasında öğrencilerin yüzlerindeki heyecan gözden kaçmıyordu. Ortaylı'ya soru sormak için sıraya giren gençler, onun bilgeliğinden daha fazla yararlanmak istedi. Kimi Fatih'in kişisel kütüphanesini sordu, kimi de Osmanlı'nın bilimle ilişkisini merak etti. Ortaylı, her soruyu aynı titizlik ve sabırla yanıtladı – gerçek bir hoca gibi.
Bu açılış dersi, sıradan bir törenden çok daha fazlasıydı. Adeta, yeni bir eğitim-öğretim yılına ilham veren, tarihin canlı nefesini hissettiren bir başlangıç oldu. Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın anlattıkları, sadece geçmişe değil, geleceğe de ışık tutacak nitelikteydi. Ve Medipol kampüsü, o gün biraz daha aydınlandı.