Üniversite eğitiminde son dönemde sıkça tartışılan '3 yıl lisans' meselesi nihayet netlik kazandı. Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, konuya dair önemli açıklamalarda bulundu. Asıl meselenin süre değil, içerik olduğunu vurguladı - ki zaten haklı da!
Özvar'ın dediğine göre, YÖK olarak üniversite eğitiminin kalitesini artırmak için kolları sıvadılar. "Bizim için önemli olan, öğrencilere verilen eğitimin niteliği" diyor ve ekliyor: "Süre ikinci planda kalıyor."
Peki Neler Değişiyor?
İşte size çarpıcı detaylar:
- Müfredatlar baştan aşağı yenileniyor
- Ders içerikleri güncel ihtiyaçlara göre şekilleniyor
- Uygulamalı eğitim ön plana çıkıyor
- Seçmeli ders çeşitliliği artırılıyor
Aslında düşününce, hak veriyorsunuz değil mi? Dört yıl okuyup da hiçbir şey öğrenemeyen öğrenci mi daha iyi, yoksa üç yılda donanımlı yetişen mi? Cevap ortada.
Öğrenciler Ne Diyor?
Öğrenci görüşleri de oldukça ilginç. Kimi "Keşke daha erken mezun olsak" derken, kimi "Yeter ki kaliteli eğitim alalım" diye düşünüyor. Bir öğrencinin dediği gibi: "Beş yıl da okusa, eğitim kötüyse ne anlamı var?"
Özvar'ın bu konudaki tavrı net: "Amacımız, mezunlarımızın iş hayatına daha donanımlı başlamasını sağlamak." Ve haklı - çünkü günümüz rekabet ortamında, sadece diploma yetmiyor artık.
Üniversitelerle yapılan görüşmelerde de benzer görüşler öne çıkıyor. Rektörler, müfredat yenileme çalışmalarının hız kazandığını belirtiyorlar. Kimi üniversiteler zaten pilot uygulamalara başlamış bile.
Sonuç olarak, eğitimde kalite her şeyden önemli. Süre tartışmaları bir yana, asıl odaklanmamız gereken ne öğrettiğimiz. Özvar'ın da dediği gibi: "Niteliği artırmadan süreyi kısaltmanın hiçbir anlamı yok."
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Üniversite eğitiminde süre mi önemli, yoksa içerik mi? Cevabınız belli aslında, değil mi?