Dünya haritasına baktığınızda artık Türk üniversitelerinin izlerini görmek mümkün. Evet, yanlış duymadınız - Türk yükseköğretimi sınırları aşarak dünyaya açılıyor. Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) son hamlesi, adeta eğitim diplomasisinde bir devrim niteliğinde.
Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete'de yayımlanan karar, aslında uzun zamandır üzerinde çalışılan bir projenin meyvesi. YÖK Başkanı Erol Özvar'ın deyimiyle, "Türk üniversitelerinin uluslararasılaşma sürecinde çığır açacak" bu düzenleme, yurtdışı kampüs kurulum süreçlerini neredeyse yarı yarıya kısaltıyor.
Bürokrasi Duvarı Yıkılıyor
Eskiden bir Türk üniversitesinin yurtdışında kampüs açması için aşması gereken o meşhur bürokratik engeller vardı ya, işte onlar artık tarih oluyor. Yeni düzenlemeyle birlikte, üniversitelerimiz yurtdışı maceralarına çok daha hızlı bir şekilde başlayabilecek.
Özvar'ın altını çizdiği gibi: "Artık üniversitelerimiz için yurtdışı kapıları sonuna kadar açık. Bu, Türk yükseköğretiminin kalitesinin dünyaya tanıtılması açısından büyük önem taşıyor." Gerçekten de, Türk akademisyenlerin bilgi birikimi ve tecrübesi şimdi küresel ölçekte daha fazla öğrenciye ulaşacak.
Nerede, Hangi Ülkelerde?
Peki hangi ülkeler bu kampüsler için hedef olarak belirlenmiş? Özvar'ın açıklamalarına göre, başta Balkanlar, Orta Doğu ve Afrika ülkeleri olmak üzere birçok bölgede çalışmalar hızla devam ediyor. Türk üniversitelerinin yurtdışındaki varlığı giderek artacak gibi görünüyor.
Aslında bu hamle sadece eğitimle sınırlı değil - düşünsenize, Türk kültürü, dilimiz ve değerlerimiz de bu kampüsler aracılığıyla dünyaya yayılacak. Adeta yumuşak gücümüzün eğitim elçileri gibi çalışacak bu kurumlar.
Öğrenciler İçin Ne Anlama Geliyor?
Yurtdışında eğitim almak isteyen öğrenciler için de bu gelişme oldukça heyecan verici. Artık Türk üniversitelerinin yurtdışı kampüslerinde, hem Türk eğitim kalitesinden faydalanıp hem de uluslararası deneyim kazanma fırsatı doğuyor.
Kimbilir, belki de yakın gelecekte bir öğrenci Türk üniversitesinden mezun olmak için dünyanın diğer ucuna gitmeye gerek kalmayacak - çünkü o üniversite zaten kendi ülkesinde olacak.
Sonuç olarak, Türk yükseköğretiminin bu küresel açılımı sadece üniversitelerimiz için değil, ülkemizin uluslararası arenadaki prestiji açısından da büyük önem taşıyor. YÖK'ün bu hamlesi, Türk eğitim sisteminin dünya standartlarında olduğunun en somut göstergelerinden biri olacak gibi görünüyor.
