Yine aynı hikaye, yine aynı gözyaşları... Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) sistemi, bu yıl da öğrencilerin emeklerini görmezden geldi. Sanki bir kısır döngüye dönüşen bu durum, eğitim sistemimizin kanayan yaralarından biri olmaya devam ediyor.
Hesaplamadaki Çarpıklık
Şöyle bir düşünün: 4 yıl boyunca düzenli çalışan, not ortalamasını yüksek tutmak için gecesini gündüzüne katan öğrenciler, OBP hesaplaması yüzünden emeklerinin karşılığını alamıyor. Sistemin kendine has (!) matematiği, adeta bir bilmece gibi - çözen var mı bilmiyorum ama sonuç her zaman hüsran.
"En iyi lisede okuyorum ama OBP'm düşük çıktı" diyenler, "Köy okulundaydım ama puanım yüksek" diyenler... Bu nasıl bir adaletsizlik?
Uzmanlar Ne Diyor?
Eğitimciler ise bu duruma tepkili. "Sistemin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor" diyorlar ama kim dinliyor? (Sanırım cevabı biliyoruz.) Bazı uzmanlara göre, OBP'nin üniversite yerleştirmelerindeki etkisi azaltılmalı. Diğerleri ise tamamen kaldırılması gerektiğini savunuyor.
Şu anki durumda, lise not ortalaması 100 üzerinden 90 olan bir öğrenci ile 70 olan arasındaki OBP farkı neredeyse yok denecek kadar az. Bu da çalışan öğrencileri motive etmek bir yana, tam tersi bir etki yaratıyor.
Öğrenciler Ne Yapmalı?
Peki bu durumda öğrenciler ne yapabilir? Öncelikle paniğe kapılmamak gerekiyor. Sistem değişene kadar -ki ne zaman değişir bilinmez- mevcut kurallara göre hareket etmek zorundayız maalesef.
- Lise notlarınızı mümkün olduğunca yüksek tutmaya çalışın
- OBP'nin etkisini azaltmak için YKS'de daha iyi performans göstermeye odaklanın
- Tercih yaparken OBP'nin etkisini dikkate alın
Son olarak şunu söylemeliyim: Eğitim sistemimizdeki bu tür adaletsizlikler, gençlerimizin motivasyonunu kırıyor. Belki de artık değişim zamanı gelmiştir - ne dersiniz?
