
Bazen hayat, acıyla yoğrulmuş anların arasından sızan umut ışıklarıyla bizi şaşırtıyor. Tam da böyle bir hikaye, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit düşen Halil Kantarcı'nın oğlunun yaşadığı başarıyla karşımıza çıkıyor. Genç adam, babasının kaybının derin acısını içinde taşıyarak girdiği YKS'de adeta fırtına gibi esmiş.
O gece, vatan için canını feda eden bir babanın evladı, bugün Türkiye'nin en zorlu sınavlarından birinde ismini altın harflerle yazdırmış. Kim bilir kaç gece gözyaşlarıyla ıslanan kitapların, babasına layık olma arzusunun ve inanılmaz bir azmin eseri bu sonuç.
Bir Babanın Hayali, Bir Oğlun Vazifesi
"Babama söz vermiştim" diye başlıyor genç Kantarcı'nın hikayesi. Belki de tam da bu söz, onu her zorlandığında ayağa kaldıran güç olmuş. Sınav sonuçlarını öğrendiğinde ilk kiminle paylaşmak istediğini sorduklarında, gözlerinin dolduğunu söylemeye gerek yok sanırım.
Mahalledeki komşular anlatıyor: "Bu çocuk her sabah erkenden kalkar, babasının resmine bakarak ders çalışmaya başlardı." İşte bu disiplin ve sevginin karışımı, onu Türkiye çapında binlerce öğrencinin katıldığı sınavda en ön sıralara taşımış.
Başarının Ardındaki Destek
Okul müdürü, "Öğrencimiz her zorluğa rağmen asla pes etmedi" diyor. Öğretmenlerinin anlattığına göre, sınıfta en çok soru soran, en meraklı öğrencilerden biriymiş. Üstelik bu başarıya, ailenin maddi zorluklarına rağmen ulaşmış.
- Babasının şehadetinin ardından aile büyük ekonomik sıkıntılar yaşamış
- Annesinin gece gündüz çalışarak oğluna destek olduğu biliniyor
- Okul idaresi ve öğretmenler özel ilgi göstermiş
Şimdi ise bu başarı, tüm ülkenin gündeminde. Sosyal medyada binlerce mesaj yağıyor: "Babanın ruhu şad olsun", "Gururumuzsun"... Kim bilir, belki de bu başarı, 15 Temmuz şehitlerinin emanetlerinin nasıl sahiplenildiğinin en güzel örneklerinden biri.
Genç Kantarcı'nın hangi üniversiteyi tercih edeceği merak konusu. Ancak kesin olan bir şey var: Bu hikaye, Türkiye'nin dört bir yanında umut olmaya devam edecek. Babalar çocuklarına, çocuklar babalarına böyle anılar bırakır işte...