Kim derdi ki, en sakin görünen araç en çok patlasın? Ağustos ayı, yatırım dünyasında herkesi şaşırtan bir lider ortaya çıkardı. Merkez Bankası'nın yayınladığı o veriler, adeta sessiz sedasız bir devrim yarattı.
Ve işte o rakamlar: Dövize dayalı mevduat faizleri, aylık bazda tam %4.15 getiri sağlayarak tüm rakiplerini solladı. Borsa? O %3.82'de kaldı. Altın? O da %3.73'lük getirisiyle üçüncü sıraya yerleşti. Dolar ve euro ise neredeyse yerinde saydı; sırasıyla %0.22 ve %0.47'lik artışlarla yetinmek zorunda kaldı.
Peki Bu Dalgalanmanın Arkasında Ne Var?
Aslında her şey çok basit – faizlerdeki o inanılmaz artış. Yurtdışı piyasalarda yaşanan o yoğun baskı, Türk Lirası'nı korumak isteyen yetkilileri harekete geçirdi. Ve sonuç: döviz mevduatlarına yönelik faiz oranları fırladı. Yatırımcılar da bu fırsatı kaçırmadı tabii!
Borsa biraz durgundu, itiraf etmek gerek. Hisse senetleri o ay pek de istikrarlı bir performans sergileyemedi. Ama döviz mevduatları, adeta bir çekim merkezi haline geldi. Yatırımcılar, riskten kaçınmak için bu yolu tercih etti – ve sonuçları da gördüler.
Uzmanlar Ne Diyor?
Finans çevrelerinde konuşulanlara göre, bu durum sürpriz değil aslında. Küresel piyasalardaki belirsizlik, dolar ve euro gibi para birimlerini olumsuz etkiledi. Yatırımcılar, daha güvenli limanlar aradı – ve buldu da. Döviz mevduatları, onlar için biçilmiş kaftandı.
Peki ya sonrası? Ekim ayı verileri, bu trendin devam edip etmeyeceğini gösterecek. Faiz oranlarındaki artışın sürmesi, döviz mevduatlarını yine cazip kılabilir. Ama unutmayalım, piyasalar asla tekdüze ilerlemez. Bugünün kazananı, yarının kaybedeni olabilir – buna hazırlıklı olmakta fayda var.
Yatırım yaparken dikkatli olmak şart. Kısa vadeli kazançlar cazip gelse de, uzun vadeli stratejiler her zaman daha güvenilirdir. Ağustos ayının bize öğrettiği bir şey varsa, o da piyasanın sürprizlere açık olduğu. Bir sonraki ayın sürprizini kimse tahmin edemez – ama hazırlıklı olanlar için her zaman bir fırsat vardır.
