Geçtiğimiz hafta finans piyasalarında adeta bir deprem yaşandı desem abartmış olmam. Yurtdışında ikamet eden yatırımcıların Türk hisse senetlerinden yaptığı devasa satış, herkesi şaşkına çevirdi.
Tam tamına 178 milyon dolar! Bu rakamı duyunca insanın aklı duruyor gerçekten. Merkez Bankası'nın açıkladığı son verilere göre, 12-18 Ekim haftasında yurtdışı yerleşikler portföylerinden Türk hisselerini hızla elden çıkarmışlar.
Peki Bu Büyük Çıkışın Ardında Ne Var?
Aslında bu sorunun cevabını bulmak için derinlere inmek gerekiyor. Küresel piyasalardaki dalgalanmalar, doların seyri, yerel ekonomik göstergeler... Tüm bunlar yatırımcıların kararlarını şekillendiren unsurlar. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim: Bu kadar büyük bir çıkış, piyasalarda ciddi bir tedirginlik olduğunun da göstergesi.
Düşünsenize, bir hafta içinde neredeyse 180 milyon dolarlık hisse satılmış. Bu, sıradan bir hareketlenme değil kesinlikle. Finans çevrelerinde bu durum 'acaba bir şey mi oluyor' sorusunu sordurttu doğrusu.
Diğer Yatırım Araçlarındaki Durum Ne?
İşin ilginç yanı, hisse senetlerindeki bu büyük çıkışa rağmen diğer yatırım araçları farklı bir tablo çiziyor. Mesela devlet tahvilleri ve bonolarında net alım yapılmış - tam 7 milyon dolar tutarında. Bu da yatırımcıların tamamen Türkiye'den çekilmediğini, sadece portföy çeşitlendirmesi yaptığını gösteriyor bence.
Yurtdışı yerleşiklerin mevcut portföyüne baktığımızda ise durum şöyle:
- Toplam 41.7 milyar dolar değerinde hisse senedi
- Devlet tahvili ve bono tutarı 702 milyon dolar
- Toplam portföy büyüklüğü ise 47.2 milyar dolar seviyesinde
Yani aslında panik yapılacak bir durum yok. Sadece stratejik bir kayma yaşanıyor gibi görünüyor.
Bu Gelişme Bize Ne Anlatıyor?
Bana sorarsanız - ki bu sadece kişisel görüşüm - yabancı yatırımcılar Türk piyasalarından elini ayağını çekmiyor. Sadece küresel koşullara göre pozisyonlarını yeniden ayarlıyorlar. Zaten haftalık verilerde görülen iniş çıkışlar da bunun kanıtı.
Bir de şu var: 178 milyon dolar kulağa çok gelse de, toplam portföyün yanında devede kulak kalıyor. Yatırımcıların hâlâ Türkiye'ye güvendiğini, ancak daha temkinli davrandığını söyleyebiliriz.
Sonuç olarak, piyasalar canlı organizmalar gibidir - sürekli hareket halindedirler. Bugün satan yarın alabilir, bugün alan yarın satabilir. Önemli olan, bu hareketlilikleri doğru okumak ve paniğe kapılmamak.
Gelecek haftanın verileri hepimiz için merak konusu. Bakalım yurtdışı yatırımcılar bu kez hangi hamleyi yapacak?
