
Görmeyeli neredeyse üç ay olmuştu, o eski yükseliş çılgınlığını. Brent petrol, adeta yerden mantar biter gibi fırlamıştı fiyatlarıyla. Ama Ağustos ayı, işte o bildiğimiz acımasız yüzünü gösterdi. Beklenmedik bir hamleyle, varil başına tam 4 doların üzerinde bir kayıp yaşattı yatırımcılara. Kimine göre bu bir düzeltme, kimine göreyse fırtına öncesi sessizlik.
Peki ne oldu da bu düşüş yaşandı? Aslında birkaç önemli etken var. Küresel ekonomiyle ilgili devam eden endişeler—yani o meşhur 'acaba resesyona mi gidiyoruz' korkusu—bir numaralı sebep. İnsanlar harcamaktan çekinirse, fabrikalar üretimi yavaşlatırsa, petrol talebi de ister istemez düşüyor. Çok basit.
Piyasa Psikolojisi ve Beklentiler
Bir de şu var: piyasaların %90'ı psikolojik, geri kalanı da teknik analiz falan derler ya, hani çok da yanlış sayılmaz. Üç aydır süren o yükseliş, bir noktadan sonra 'acaba fazla mi ilerledik' dedirtti yatırımcıya. Ve birden satış emirleri yağmaya başladı. Özellikle de teknik olarak belli direnç seviyeleri aşılamayınca, geri çekilme kaçınılmaz oldu.
Doların gücü de işin tuzu biberi oldu. Dolar endeksi yükseldikçe, petrol gibi emtialar genellikle değer kaybeder. Çünkü dolar cinsinden işlem görürler. Bu sefer de öyle oldu—Amerikan para birimi güçlenirken, petrolün değeri düştü.
Peki Ya Sonrası?
Geleceği kimse tam olarak bilemez, bu işlerin garantisi yok. Ama şunu söyleyebiliriz: OPEC+ ülkelerinin üretim politikaları, Çin'in ekonomik verileri (ki o ülke petrolün en büyük tüketicilerinden biri) ve tabii ki jeopolitik gerilimler... Tüm bunlar, önümüzdeki günlerde petrol fiyatlarının yeniden nereye gideceğini belirleyecek.
Kısacası, Ağustos'ta yaşanan bu düşüş, belki de sadece bir mola. Ya da daha büyük bir düşüş trendinin başlangıcı. Kim bilir? Petrol piyasaları, her zaman olduğu gibi, yatırımcıyı şaşırtmaya devam ediyor.