
Geçtiğimiz hafta, emtia piyasaları adeta bir lunapark treni gibi inişli çıkışlı bir seyir izledi. Özellikle altın ve petrol fiyatlarındaki hareketlilik, yatırımcıların yüzünü bir güldürüp bir buruşturdu.
Altın, hafta başında güne umutla başladı. Sanki bir sabah koşusuna çıkmış gibi taze bir enerjiyle yükselişe geçti. Ancak Çarşamba günü gelen ABD verileri, bu coşkuyu bir anda söndürüverdi. (Kim derdi ki birkaç rakam her şeyi altüst edebilir?) Ons altın, 1.950 dolar seviyelerinde direnç gösterdi ama sonra... Vınnn! Aşağıya doğru kaydı.
Petrolde Fiyatlar Neden Zıpladı?
Petrol piyasası ise bambaşka bir hikaye anlattı. Brent petrol, varil başına 85 doları gördüğünde herkes şaşkınlık içindeydi. Çünkü daha geçen ay "80 dolar hayal" diyen analistler vardı. Peki bu sıçramanın ardında ne yatıyor? Kısaca:
- OPEC+ üretim kesintileri (her zamanki şüpheli)
- Çin'den gelen talep işaretleri (biraz belirsiz ama umut verici)
- Ve tabii ki doların biraz nefes alması (petrolcüler bunu sever)
Ancak Cuma günü gelen enflasyon verileri, bu partiyi biraz bozdu. Petrol fiyatları, haftayı %1.2'lik bir düşüşle kapattı. Yani demem o ki, emtia piyasalarında güvenli liman arayanlar için hâlâ fırtına devam ediyor.
Tarım Ürünlerinde Manzara
Buğday ve mısır fiyatları ise nispeten sakin bir hafta geçirdi. Ukrayna'dan gelen ihracat haberleri, piyasayı çok da etkilemedi. Ama şu var: Hava durumu tahminlerine göre önümüzdeki haftalar hareketli geçebilir. Çiftçilerin duası mı dinlenecek, yoksa fiyatlar yine mi zıplayacak? Göreceğiz.
Sonuç olarak, emtia piyasaları geçen hafta yatırımcılara "sakin olun ve stratejinize sadık kalın" mesajı verdi gibi. Belki de en iyisi, uzmanların dediği gibi portföyü çeşitlendirmek ve panik yapmamak. Ne dersiniz?