Heyecan dorukta! Türkiye'nin milyonlarca çalışanını doğrudan ilgilendiren asgari ücret görüşmelerinde yeni bir perde açılıyor. 2026 yılı için belirlenecek olan asgari ücretin ne olacağı merakla beklenirken, masadaki formüller adeta bir bilmece gibi çözülmeyi bekliyor.
Kimine göre bu rakam enflasyonun üzerinde bir artış gösterecek, kimine göreyse -inanmak zor ama- mevcut ekonomik koşullar daha mütevazı bir artışa zorlayacak. Peki gerçekten ne olacak bu asgari ücret?
İşte 2026 Asgari Ücret İçin Masada Olan Formüller
Uzmanların odasında üç temel formül konuşuluyor. Birincisi, enflasyon + büyüme oranını baz alan klasik yaklaşım. İkincisi, sadece enflasyona endeksli ama biraz daha 'cesur' bir artış öngören model. Üçüncüsü ise -ki bu en ilginç olanı- reel ücret kaybını telafi edecek 'sıra dışı' bir formül.
Hangi formülün kabul göreceği ise tam bir muamma. Çünkü biliyorsunuz, bu rakam sadece bir maaş değil, ülke ekonomisinin nabzını tutan en önemli göstergelerden biri.
Enflasyon Faktörü: Gizli Kahraman mı, Kötü Adam mı?
Aslında enflasyon bu işin tam göbeğinde duruyor. Resmi enflasyon rakamları bir yana, sokaktaki vatandaşın cebinden çıkan parayı düşününce... İşte o zaman durum daha net anlaşılıyor. Markette, akaryakıt istasyonunda, kira derdinde -evet, o meşhur kira zammı meselesi- hissedilen enflasyon asgari ücret artışında belirleyici olacak gibi görünüyor.
Peki ya enflasyon beklenenden yüksek gelirse? O zaman işler karışacak. Çünkü kimse enflasyonun altında bir artışı kabul etmeyecek -haklılar da.
Ekonomistler Ne Diyor?
Ekonomi dünyasının kanaat önderleri ikiye bölünmüş durumda. Bir grup "Reel kayıplar telafi edilmeli" diye ısrar ederken, diğerleri "İstihdamı düşünmek zorundayız" diyor. Hangisi haklı? Sanırım bu sorunun cevabını zaman gösterecek.
Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim: Asgari ücret sadece rakamlardan ibaret değil. O, bir ailenin ay sonunu getirip getiremeyeceğinin, çocuğuna ayakkabı alıp alamayacağının, hastane masraflarını karşılayıp karşılayamayacağının garantisi. Bu yüzden her zamankinden daha önemli.
Son Dakika Gelişmeleri
Kulislerde dönen dedikodulara göre, taraflar oldukça sert bir mücadele içinde. İşçi tarafı kayıpların telafisi için mücadele ederken, işveren tarafı maliyetleri kontrol altında tutmaya çalışıyor. Ortada bir yol bulunacak mı? Hep birlikte göreceğiz.
Bir de şu var: Asgari ücret belirlenirken sadece ekonomik veriler değil, sosyal dengeler de hesaba katılıyor. Çünkü yüksek enflasyon ortamında alım gücünü korumak -inanın bana- her şeyden önemli.
Şimdilik elimizdeki tek şey tahminler ve beklentiler. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: 2026 asgari ücreti, Türkiye ekonomisi için bir dönüm noktası olacak. Bekleyip göreceğiz...