Aralık ayı yaklaşırken, Türkiye'nin milyonlarca çalışanını doğrudan ilgilendiren o kritik maraton için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Asgari ücret belirleme komisyonunun toplanmasına sayılı günler kala, herkesin aklında aynı soru: Bu sefer ne olacak?
Geçtiğimiz on yıla baktığımızda, rakamların adeta bir roller coaster'a bindiğini söyleyebiliriz. 2014'te 891 lira olan asgari ücret, zaman zaman fırlamış, zaman zaman da -enflasyon karşısında- erimeye yüz tutmuş. Kimi yıllar yüzde 30'lara varan artışlar yaşanırken, bazı dönemlerde bu oranlar çok daha mütevazı kalmış.
Rakamlar Ne Diyor?
Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, 2023 yılında net 11.402 liraya ulaşan asgari ücretin, on yıl öncesine kıyasla tam 12.8 kat arttığını görüyoruz. Fakat bu artışın enflasyon karşısında ne kadar etkili olduğu ise apayrı bir tartışma konusu.
İşin ilginç yanı, 2024'ün ilk yarısında belirlenen 17.002 liralık net ücretin, yılın ikinci yarısında yüzde 49.4'lük devasa bir artışla 20.002,5 liraya yükselmiş olması. Bu oran, son on yılın en yüksek artışlarından biri olarak kayıtlara geçti.
Peki Ya Bu Yıl?
Gelgelelim bu yılın koşullarına... Enflasyon canavarının kol gezdiği, market raflarındaki fiyat etiketlerinin neredeyse haftalık değiştiği bir dönemde, asgari ücret belirleme komisyonunun işi gerçekten zor. İşçi tarafı enflasyonun üzerinde bir artış talep ederken, işverenler de maliyetleri kontrol altında tutmak istiyor.
Uzmanlar ise farklı senaryolar üzerinde duruyor. Kimi yüzde 40'ları telaffuz ederken, kimi daha mütevazı oranların gündeme gelebileceğini söylüyor. Ancak şu bir gerçek ki, bu karar sadece 7 milyon asgari ücretliyi değil, tüm ücret skalasını etkileyecek.
Hatırlatalım: Komisyon, çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığının başkanlığında toplanacak. Beşer temsilciyle işçi ve işveren kesimleri masaya oturacak. Ve eğer uzlaşma sağlanamazsa -ki genelde öyle oluyor- son sözü bakanlık söyleyecek.
Bu arada, asgari ücretin sadece rakamsal artışı değil, alım gücünün korunup korunamadığı da kritik önem taşıyor. Çünkü yıllardır duyduğumuz o meşhur söz hala geçerli: "Asgari ücret, asgari geçim ücreti olmalı." Peki gerçekten öyle mi? İşte asıl mesele bu.
Sonuç olarak, Aralık ayında başlayacak bu kritik maraton, sadece bir ücret pazarlığı değil, aynı zamanda Türkiye ekonomisinin genel fotoğrafını da yansıtacak. Milyonların gelecek bir yılı, bu görüşmelerde alınacak kararla şekillenecek. Gerisi ise -her zaman olduğu gibi- bekleyip görmekte...