Ekonomist Nurullah Gür, Türkiye'nin enflasyonla mücadele sürecinde 2026 yılının belirleyici bir dönüm noktası olacağını açıkladı. Uzun vadeli bir dezenflasyon sürecine giren ülke ekonomisi için önümüzdeki yıl hayati önem taşıyor.
Dezenflasyon Sürecinde Kritik Eşik
Nurullah Gür'ün analizine göre, Türkiye ekonomisi dezenflasyon sürecine girdi ve bu süreç 2026 yılında kritik bir aşamaya ulaşacak. Ekonomist, bu dönemde uygulanacak politikaların uzun vadeli ekonomik istikrar üzerinde belirleyici olacağını vurguluyor.
2026 yılı için yapılan projeksiyonlar, enflasyonla mücadelenin en zorlu evresinin bu dönemde yaşanacağını gösteriyor. Gür, bu süreçte hem para politikasının hem de maliye politikasının koordineli bir şekilde yürütülmesinin önemine dikkat çekiyor.
Ekonomik İstikrar İçin Yol Haritası
Dezenflasyon sürecinin başarıya ulaşması için ekonomi politikası araçlarının etkin kullanımı büyük önem taşıyor. Nurullah Gür, merkez bankası politikalarının yanı sıra yapısal reformların da bu dönemde hayata geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Ekonomistin değerlendirmelerine göre, enflasyon hedeflerine ulaşmak için sadece parasal sıkılaştırma yeterli olmayacak. Üretim maliyetlerinin düşürülmesi, verimliliğin artırılması ve rekabetçi piyasa koşullarının oluşturulması da sürecin önemli bileşenleri arasında yer alıyor.
Gelecek Perspektifi ve Beklentiler
Nurullah Gür, 2026 yılında Türkiye ekonomisinin daha istikrarlı bir patikaya girebileceğini ifade ediyor. Ancak bu geçişin sorunsuz gerçekleşebilmesi için politika kararlılığının sürdürülmesi gerekiyor.
Ekonomist, dezenflasyon sürecinin tamamlanmasıyla birlikte Türkiye ekonomisinin daha sürdürülebilir bir büyüme performansı sergileyebileceğini öngörüyor. Bu dönüşümün başarıyla tamamlanması halinde, yatırım ortamının iyileşeceği ve ekonomik göstergelerin daha istikrarlı hale geleceği belirtiliyor.
Sonuç olarak, 2026 yılı Türkiye'nin enflasyonla mücadele tarihinde bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçmeye aday görünüyor. Nurullah Gür'ün analizleri, bu kritik yılda alınacak kararların ülke ekonomisinin gelecek on yıllarını şekillendirebileceğini gösteriyor.
