Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye ekonomisi hakkında beklenen değerlendirme raporunu yayımladı. Raporda, ekonomi yönetiminin uyguladığı ihtiyatlı politikaların olumlu sonuçlar verdiği vurgulanırken, enflasyondaki düşüşün devam edeceği ve büyümenin süreceği ifade edildi.
Ekonomik Göstergelerde İyileşme
IMF'nin 22 Kasım 2025 tarihli raporunda, Türkiye'nin makroekonomik performansına ilişkin dikkat çekici tespitler yer aldı. Kurum, enflasyondaki kademeli azalış, Türk lirasına olan güvenin artması ve uluslararası rezervlerdeki toparlanmanın kayda değer gelişmeler olduğunu açıkladı.
Raporda bütçe açığındaki daralma, pozitif reel faizler, liradaki istikrar, büyüme görünümü, cari açıktaki düzelme ve rezerv artışı gibi göstergelere özellikle dikkat çekilerek, "İhtiyatlı ekonomik politikalar önemli başarılar sağladı" değerlendirmesi yapıldı.
Büyüme ve Enflasyon Beklentileri
IMF, Türkiye ekonomisinin kısa vadede sağlam büyümeyi sürdüreceğini belirtti. Bu yıl Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın (GSYH) %3,5 oranında büyümesinin beklendiği ifade edilirken, 2026'da politika faizlerindeki gerileme ve daha gevşek mali duruşun iç talebi destekleyeceği, bunun da büyümeyi %3,7 seviyesine çıkaracağı öngörüldü.
Enflasyon konusunda ise 2025 sonu itibarıyla enflasyon oranının %33 civarında olmasının beklendiği açıklandı. Ücret artışlarındaki ılımlı seyir ve enflasyondaki düşüşün, fiyat artış hızını kademeli olarak aşağı çekeceği bildirildi.
Politika Önerileri ve Uyarılar
IMF raporunda, dezenflasyon sürecinin hızlandırılması ve risklerin azaltılması için bazı politika önerilerine de yer verildi. Bu yılki mali sıkılaşmanın sürdürülmesi, gelir artırıcı tedbirler ile harcama kısıntılarının öneminin devam ettiği vurgulandı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyon hedeflerine ulaşabilmesi için politika faizine net biçimde odaklanan bir yapının ve daha yüksek reel faizlerin gerekli olduğuna işaret edildi. Kur politikasının ise enflasyon beklentilerini olumsuz etkileyebilecek aşırı oynaklığı sınırlamaya yönelmesi gerektiği ifade edildi.
Finans sektörünün sağlamlığını sürdürdüğü, piyasa stresine karşı yetkililerin hızlı ve kararlı müdahale kapasitesi gösterdiği kaydedilen raporda, döviz likiditesi risklerinin yakından izlenmesi ve denetim çerçevelerinin güçlendirilmesine yönelik adımların sürdürülmesi gerektiği belirtildi.
Raporda ayrıca, daha dengeli ve sürdürülebilir bir patikaya geçerken önceliğin gelir tarafı güçlü mali sıkılaşmaya, daha sert para politikasına ve temkinli gelir politikalarına verilmesi gerektiği vurgulandı.