
Kim derdi ki, dünya bu kadar ekonomik fırtınanın ortasında hâlâ ayakta kalabilecek? Ama öyle oldu işte. Dünya Bankası'nın açıkladığı son veriler, küresel ekonominin adeta bir 'fil' gibi ağır ama emin adımlarla ilerlemeye devam ettiğini gözler önüne serdi.
Aslında düşününce, bu durum gerçekten şaşırtıcı. Çünkü etrafta öyle çok belirsizlik var ki... Enflasyon canavarı hâlâ ortalıkta dolaşıyor, faiz oranları rekor seviyelere tırmanmış durumda, jeopolitik gerilimler ise hiç dinmek bilmiyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen ekonomi büyümeye devam ediyor - tıpkı zorlu bir maraton koşucusu gibi, yorulduğu halde yola devam ediyor.
Rakamlar Ne Diyor?
Dünya Bankası'nın hazırladığı 'Küresel Ekonomik Beklentiler' raporuna göre, bu yıl küresel büyüme oranının %2.6 olması bekleniyor. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla aslında hafif bir yavaşlama var ama - ve bu önemli bir 'ama' - tam bir durgunluk ya da çöküş söz konusu değil.
Peki bu nasıl mümkün olabiliyor? Uzmanlar, işin sırrının 'dayanıklılık'ta yattığını söylüyor. Gelişmekte olan ülkeler, beklenenden daha güçlü performans sergilerken, gelişmiş ekonomiler de şaşırtıcı bir direnç gösteriyor. Sanki herkes 'kriz' kelimesinden bıkmış da, 'yeter artık, devam edelim' der gibi...
Enflasyon ve Faiz: İki Ucu Keskin Kılıç
Aslında en ilginç nokta şu: Merkez bankaları faiz artırımına devam ettikçe, enflasyonun kontrol altına alınacağı düşünülüyordu. Ama görünen o ki, ekonomi bu sıkı para politikalarına alışmaya başlamış. Tıpkı sert rüzgara alışmış bir ağaç gibi, eğiliyor ama kırılmıyor.
Tabii bu, her şeyin güllük gülistanlık olduğu anlamına gelmiyor. Özellikle gelişmekte olan ülkeler için borçlanma maliyetleri ciddi şekilde arttı. Dolar ve euro karşısında yerel para birimleri değer kaybederken, ithalat daha pahalı hale geldi. Yine de - ve bu gerçekten dikkat çekici - büyüme motoru tamamen durmuş değil.
Peki Ya Gelecek?
Dünya Bankası'nın tahminlerine göre önümüzdeki yıl küresel büyümede hafif bir toparlanma bekleniyor. %2.7'lik bir büyüme oranı, belki de 'yavaş ama istikrarlı' ilerlemenin en güzel örneği olacak.
Ancak şunu unutmamak lazım: Ekonomi canlı bir organizma gibi - tahmin edilmesi zor, bazen inatçı, bazen de sürprizlerle dolu. Bugün iyi görünen veriler, yarın farklılaşabilir. Ya da tam tersi, kötümser beklentilerin aksine güzel sürprizlerle karşılaşabiliriz.
Sonuç olarak, küresel ekonomi tıpkı okyanustaki bir gemi gibi: Fırtınalı denizlerde yol almaya çalışıyor ama batmıyor. Belki yavaşlıyor, belki sallanıyor ama ilerlemeye devam ediyor. Kim bilir, belki de insanlığın ekonomik dayanıklılığı, sandığımızdan daha güçlüdür...