Düşünsenize, yıllardır beklediğiniz maaş zammı nihayet açıklanıyor ve bir an için seviniyorsunuz. Ama sonra markete gidip fiyat etiketlerine baktığınızda o sevinciniz kursağınızda kalıyor. Çünkü aldığınız zam, alım gücünüzü korumaya yetmiyor. Hatta bazen daha da kötüye gittiğini hissediyorsunuz.
Aslında bu his, hiç de yanıltıcı değil. Rakamlar gösteriyor ki, son dönemde açıklanan maaş artışları enflasyonun oldukça gerisinde kalıyor. Yani nominal olarak artan maaşlarımız, reel anlamda erimeye devam ediyor.
Sayılarla Durumun Vahameti
İşin uzmanları, son verileri incelediklerinde ortaya çarpıcı bir tablo çıkıyor. Enflasyon oranlarıyla kıyaslandığında, maaşlara yapılan zamların yetersiz kaldığı açıkça görülüyor. Öyle ki, bu durum sadece belirli bir kesimi değil, neredeyse tüm çalışanları etkiliyor.
Asgari ücretten memur maaşlarına kadar geniş bir yelpazede benzer sorunlar yaşanıyor. Peki nasıl oluyor da zam yapıldığı halde alım gücümüz artmıyor? Cevap aslında basit: hayat pahalılığı maaş artışlarını katbekat aşıyor.
Enflasyon Canavarı ve Maaşlar
Enflasyon denen o amansız canavar, maaşlarımızın değerini adeta kemirip duruyor. Merkez Bankası'nın son verilerine göre, enflasyon beklentileri maaş artış oranlarının hayli üzerinde seyrediyor. Bu da demek oluyor ki, aldığımız zamlar aslında bizi olduğumuz yerde tutmaya bile yetmiyor.
Durum böyle olunca, çalışan kesim için hayat giderek zorlaşıyor. Özellikle sabit gelirliler ve emekliler için durum daha da vahim. Çünkü onların gelir artırma imkanları neredeyse yok denecek kadar az.
Peki Çözüm Ne?
Ekonomistlere göre, kalıcı çözüm enflasyonla etkin mücadele ve reel artışlar sağlamaktan geçiyor. Nominal artışların ötesine geçip, alım gücünü koruyacak politikalar üretmek şart.
Kısa vadeli çözümler yerine, uzun vadeli ve sürdürülebilir ekonomik politikaların hayata geçirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, maaşlara yapılan zamlar sadece kağıt üzerinde kalacak, vatandaşın cebine yansımayacak.
Sonuç olarak, rakamların ötesine bakmak gerekiyor. Maaş artış oranlarından ziyade, bu artışın vatandaşın hayatında nasıl bir karşılığı olduğunu sorgulamak elzem. Unutmayalım ki, aslolan rakamlar değil, insanların refahı ve mutluluğudur.
