Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekim ayına ilişkin mevsim etkilerinden arındırılmış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) göstergelerini kamuoyu ile paylaştı. Açıklanan verilere göre, Kasım ayında mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyon oranı %1,50 seviyesine geriledi.
Enflasyonda Düşüş Eğilimi Devam Ediyor
Kasım ayında kaydedilen %1,50'lik oran, bir önceki ayın verileri ile karşılaştırıldığında dikkat çekici bir düşüşe işaret ediyor. Zira Ekim ayında mevsimsellikten arındırılmış enflasyon %2,07, ondan önceki ay olan Eylül'de ise %2,71 olarak ölçülmüştü. Bu veriler, aylık bazda enflasyondaki yükseliş hızının son iki aydır yavaşladığını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Çekirdek Enflasyon Göstergesinde Tersine Hareket
Ancak, mevsimsellikten arındırılmış veriler içinde önemli bir alt kalem olan çekirdek TÜFE endeksi, genel eğilimin tersine bir seyir izledi. TÜİK'in açıkladığı bilgilere göre, mevsimsellikten arındırılmış çekirdek TÜFE Kasım ayında %2,11 oranında artış gösterdi. Bu oran, Ekim ayında kaydedilen %1,93'lük artışın üzerinde bir seviyeye tekabül ediyor.
Çekirdek enflasyonun, enerji, gıda, alkollü içecekler ve tütün gibi volatil (oynak) kalemler hariç tutularak hesaplanması, ekonomideki temel fiyat baskılarını daha net gösteren bir gösterge olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, genel endeksteki düşüşe rağmen çekirdek enflasyondaki yükseliş, politika yapıcılar ve piyasalar tarafından yakından takip ediliyor.
Ekonomi Politikalarına Yansımaları Ne Olabilir?
TÜİK'in açıkladığı bu son veriler, Türkiye ekonomisinin enflasyonla mücadele sürecinde karmaşık bir tablo çiziyor. Bir yandan genel enflasyon göstergesindeki yavaşlama olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Diğer yandan, çekirdek enflasyondaki artış eğilimi, fiyat istikrarına yönelik baskıların tamamen ortadan kalkmadığını gösteriyor.
Merkez Bankası'nın para politikası kararlarında, enflasyonun genel seyri kadar çekirdek enflasyon göstergeleri de kritik bir rol oynuyor. Kasım ayı verileri, politika faizi ve diğer parasal sıkılaştırma araçlarının geleceği konusunda analistlerin dikkatli bir değerlendirme yapmasını gerektiriyor. Ekonomi yönetiminin, enflasyonla mücadelede kararlılığını sürdürürken, bu iki farklı eğilimi nasıl yorumlayacağı ve politikalara nasıl yansıtacağı önümüzdeki dönemde merak konusu olacak.
