
Son dönemde peş peşe gelen zamlar, vatandaşın cebine ulaşamadan adeta bir sis bulutu gibi dağıldı. Enflasyonun yıpratıcı etkisi ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, artan ücretleri neredeyse anlamsız hale getirdi.
Uzmanlar, "Bu durum bir kâbus gibi" diyor. Maaşlara yansıyan zamlar, market raflarında ve faturalarda kendini gösteren fiyat artışları karşısında eriyip gidiyor. Sanki bir yarışta, hep bir adım geride kalmak gibi...
Rakamlar Konuşuyor: İşte Çarpıcı Veriler
Son üç ayda:
- Gıda fiyatları %25'ten fazla arttı
- Elektrik ve doğalgaz faturaları ikiye katlandı
- Ulaşım maliyetleri %40'a yakın yükseliş gösterdi
Buna karşılık, ortalama ücret artışları ise sadece %15 seviyesinde kaldı. Yani matematik basit: Gelirler giderleri karşılamaktan çok uzak.
"Paramızın Değeri Yok Oluyor"
İstanbul'dan konuştuğumuz emekli öğretmen Ayşe Hanım, "Aldığım zam, markette iki paket makarna fazla almama bile yetmiyor" diye yakınıyor. Haklı da! Çünkü alım gücü son bir yılda neredeyse yarı yarıya düştü.
Ekonomistler ise durumu şöyle yorumluyor: "Enflasyon canavarıyla baş etmek için daha radikal önlemler şart. Aksi takdirde bu kısır döngü devam edecek."
Peki çözüm ne? Kimine göre faiz artışı, kimine göre üretimi destekleyici politikalar... Ancak bir gerçek var ki o da vatandaşın sabrının tükenmek üzere olduğu.