Londra'da bugün açıklanan kararla İngiltere Merkez Bankası (BOE), finans çevrelerinde merakla beklenen bir hamleye imza atmadı. Bankaların kaldıraç oranlarında gevşemeye gidilmesi yönündeki talepleri, neredeyse beklentilerin tam aksine, reddedildi. Bu karar, piyasalarda şaşkınlık yarattı diyebiliriz.
Aslında bankalar, pandemi sonrası dönemde sermaye yeterliliklerini korumakta zorlandıklarını öne sürüyorlardı. Düşünün ki, bir yandan enflasyonla mücadele ederken, diğer yandan da ekonomiyi canlandırma çabaları sürüyor. Bankacılık sektörü de bu süreçte nefes alabileceği bir alan arıyordu ama BOE bu kapıyı kapattı.
Finansal İstikrar Öncelikli
BOE'nin Prudential Regulation Authority (PRA) birimi, kararın gerekçesini açıklarken oldukça net ifadeler kullandı. Mevcut ekonomik belirsizlik ortamında -ki bu ortam gerçekten de kaygı verici- finansal istikrarın korunmasının her şeyden önemli olduğu vurgulandı. Bankaların kaldıraç oranlarında yapılacak bir gevşeme, sistemik riski artırabilirdi. Bu riski almak istemediler.
Şöyle düşünün: Ekonomi halen tam anlamıyla toparlanmış değilken, bankaların daha fazla risk almasına izin vermek, yangına benzin dökmek gibi olurdu. BOE yetkilileri de bu düşünceyle hareket etti. Zaten 2008 krizinden bu yana finansal düzenlemeler konusunda oldukça temkinli bir çizgi izliyorlar.
Bankaların Tepkisi Ne Olacak?
Peki bankalar bu karardan memnun mu? Açıkçası hayır. Birçok finans kuruluşu, mevcut kaldıraç kurallarının kredi verme kapasitelerini kısıtladığını ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediğini savunuyor. Ancak BOE, kısa vadeli rahatlamanın uzun vadede daha büyük sorunlara yol açabileceği görüşünde.
Bu arada, kararın küresel etkileri de olabilir. Londra'nın finans merkezi olarak taşıdığı önem düşünüldüğünde, BOE'nin bu tutumunun diğer merkez bankalarına da örnek olması bekleniyor. Yani, belki de önümüzdeki dönemde diğer ülkelerde de benzer kararlar görebiliriz.
Sonuç olarak, BOE'nin bu kararı finansal istikrarın korunması adına atılmış önemli bir adım. Bankalar biraz hayal kırıklığına uğramış olsa da, aslında sistemin sağlığı için gerekli bir önlem bu. Ekonomi tam anlamıyla toparlanana kadar da bu tür sıkı denetimlerin devam edeceğini söyleyebiliriz.