Japonya Merkez Bankası (BOJ), uzun yıllardır sürdürdüğü olağanüstü parasal genişleme politikasından tarihi bir dönüşümün eşiğinde. Bankanın, 17 yıldır devam eden negatif faiz politikasına son vererek, politika faiz oranını 30 yılın en yüksek seviyesine çıkarmaya hazırlandığı bildiriliyor.
17 Yıllık Negatif Faiz Dönemi Sona Eriyor
BOJ'un Mart ayı toplantısında, mevcut -%0,1 olan politika faiz oranını sıfır seviyesinin üzerine çıkarması bekleniyor. Bu hamle, 2007 yılından bu yana ilk faiz artışı ve negatif faiz uygulamasının başladığı 2016'dan beri süregelen bir dönemin sonu anlamına geliyor. Banka, deflasyonla mücadele için yıllardır uyguladığı agresif para politikasını, enflasyon hedefine ulaşılması ve ücret artışlarının gözlemlenmesiyle birlikte normalleştirme yoluna gidiyor.
Küresel Piyasalarda Dalgalanma Beklentisi
Bu tarihi kararın, sadece Japonya için değil, tüm dünya ekonomisi ve finansal piyasaları için önemli sonuçları olacak. Japon yatırımcılar dünyanın dört bir yanındaki varlıklara trilyonlarca dolar yatırım yapmış durumda. Faizlerin yükselmesi, bu sermayenin bir kısmının Japonya'ya geri dönme ihtimalini gündeme getiriyor. Bu durum, özellikle ABD Hazine tahvilleri başta olmak üzere küresel tahvil piyasalarında satış baskısı yaratabilir ve borçlanma maliyetlerini artırabilir.
Ayrıca, Japon yeni (JPY) bu kararla birlikte değer kazanma eğilimine girebilir. Son dönemde zayıf seyreden yen, faiz artışı beklentileriyle birlikte son iki ayda dolara karşı yaklaşık %6 değer kazandı. Daha güçlü bir yen, Japon ihracatçıları için zorluk yaratırken, enerji ve emtia ithalatının maliyetini düşürerek ticaret dengesine olumlu yansıyabilir.
Normalleşme Süreci ve Gelecek Adımlar
Uzmanlar, BOJ'un bu adımı atarken son derece tedbirli ve kademeli bir yaklaşım benimseyeceğini vurguluyor. Bankanın, faiz artışı sonrasında piyasalara yönelik net bir rehberlik sunması ve uzun vadeli tahvil alımlarını yavaş yavaş azaltmaya devam etmesi bekleniyor. Sürecin, Fed veya ECB'nin aksine çok daha yavaş ve ölçülü ilerleyeceği tahmin ediliyor.
Bu hamle, Japonya ekonomisinin deflasyonist zihniyetten nihayet kurtulduğunun en güçlü sinyali olarak yorumlanıyor. Ancak, dünyanın üçüncü büyük ekonomisindeki bu köklü politika değişikliği, uluslararası sermaye akışlarını yeniden şekillendirecek ve gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere tüm küresel finans sisteminde yankı bulacak. Yatırımcılar ve politika yapıcılar, BOJ'un Mart ayındaki toplantısını ve açıklamalarını dikkatle takip ediyor.