
Durum hiç de iç açıcı değil. Sanayi cephesinde adeta bir kâbus yaşanıyor - hem de her geçen gün daha da şiddetlenerek. Faizlerin bu denli yükselmesi, üreticilerin belini bükmeye yetiyor da artıyor bile.
Kim ne derse desin, rakamlar ortada: Üretim maliyetleri tavan yapmış durumda. Hammaddeye, enerjiye, işçiliğe ödenen paralar zaten başlı başına dertken bir de finansman maliyetleri eklenince işler iyice çığırından çıkıyor. "Kredi bulsak bile faizini ödeyemiyoruz" diyen fabrikatörlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Üretimde Fren, İstihdamda Daralma
İşin en can alıcı noktası şu: Birçok fabrika ya üretimi yavaşlatıyor ya da tamamen durduruyor. Tabii bu durum doğrudan istihdama yansıyor. Çalışanların işten çıkarılması, mesai saatlerinin azaltılması derken ekonomik sıkıntılar sokağa kadar iniyor.
Peki bu gidişatın önüne nasıl geçilebilir? Uzmanların bir kısmı acilen faiz indirimi talep ederken, diğerleri "Bu iş öyle kolay değil" diyerek daha kapsamlı önlemlerin alınması gerektiğini savunuyor. Kim haklı? Belki de ikisi de...
KOBİ'ler En Büyük Darbe Yiyen Kesim
Büyük balıklar bir şekilde kendini kurtarırken, KOBİ'ler için durum çok daha vahim. Bankaların kredi vermekte zorlanması, mevcut kredilerin faiz yükünün altında ezilen küçük işletmeler birer birer kapanıyor. "Daha dün açılmıştık, bugün kepenk indiriyoruz" diyen esnafın hikayeleri yürek burkuyor.
Ekonomi büyüyor mu, küçülüyor mu tartışmaları devam ederken, sanayicilerin çığlıkları giderek yükseliyor. Bu gidişle, önümüzdeki aylarda çok daha sert tedbirler alınması kaçınılmaz görünüyor.