
Dünya finans piyasalarının gözü kulağı bu hafta ABD'de. Çünkü Fed'in mayıs ayı toplantısı tüm dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahip. Piyasa aktörleri adeta nefesini tutmuş, Jerome Powell'ın ağzından çıkacak her kelimeyi bekliyor.
Bekleyişin Ardındaki Gerçekler
Son veriler gösteriyor ki enflasyon hâlâ Fed'in hedeflediği seviyelerin üzerinde. Ancak işsizlik rakamları ve tüketici harcamalarındaki yavaşlama, politika yapıcıları zor durumda bırakıyor. "Ya enflasyonla mücadeleyi gevşetirsek?" sorusu kulislerde giderek daha çok soruluyor.
İstanbul'da bir yatırım danışmanıyla konuştum. "Durum vahim" diyor, "Müşterilerimiz iki arada bir derede. Bir yanda yüksek faiz ortamında kâr etme çabası, diğer yanda Fed'in hamleleriyle her şeyin altüst olma korkusu."
Uzmanlar Ne Diyor?
- Goldman Sachs analistleri: "Temmuz'da 25 baz puanlık indirim bekliyoruz"
- JP Morgan stratejisti Marko Kolanovic: "Fed aceleci davranmamalı"
- Yerel piyasa uzmanı Ahmet K.: "Bizim için asıl soru, Fed'in Türkiye'ye etkileri"
İşin ilginç yanı, vadeli piyasalarda işlem gören sözleşmeler %62 olasılıkla eylül ayında faiz indirimi öngörüyor. Ama kimse emin değil - ekonomi verileri bir gün iyi, ertesi gün kötü çıkıyor.
Türkiye'ye Yansımaları
Fed kararları bizim için sadece uzaklardaki bir gelişme değil. Dolar/TL paritesinden borsa performansına, enflasyon beklentilerinden Merkez Bankası politikalarına kadar her şey bu karardan etkilenecek.
Bir banka ekonomisti (adını vermek istemedi) şöyle diyor: "Fed gevşerse biz de nefes alırız. Ama unutmayın, 2023'te yaşadığımız dalgalanmaların benzerini yaşamak istemiyorsak dikkatli olmalıyız."
Peki yatırımcılar ne yapmalı? Bazıları "bekle-gör" taktiğini savunurken, risk almayı sevenler fırsatları değerlendirmeye hazırlanıyor. Karar günü yaklaştıkça işlem hacimlerinin düşmesi de bu belirsizliğin en net göstergesi.