Küresel finans piyasaları, bu hafta iki önemli merkez bankasının vereceği faiz kararlarını beklerken gergin bir haftaya başladı. Yatırımcıların odak noktasında, 9-10 Aralık tarihlerinde toplanacak ABD Merkez Bankası (Fed) ve 11 Aralık Perşembe günü kararını açıklayacak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bulunuyor. Her iki kurumun da yılın son para politikası toplantılarını gerçekleştirecek olması, kararların önemini bir kat daha artırıyor.
Fed'de İndirim Beklentisi Yüksek, Powell'ın Açıklamaları Merakla Bekleniyor
Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), Ekim ayında gerçekleştirdiği 25 baz puanlık indirimin ardından, yılın son toplantısını 9-10 Aralık'ta yapacak. Para piyasalarında, Fed'in politika faizini 25 baz puan daha indirme olasılığı %88 olarak fiyatlanıyor. Bu beklentiyi güçlendiren temel faktörler arasında, işgücü piyasasına ilişkin karışık sinyaller ve bazı alternatif göstergelerdeki zayıflama işaretleri yer alıyor.
Fed yetkilileri arasında ise net bir görüş ayrılığı hakim. "Şahin" olarak adlandırılan grup, enflasyonla mücadeleyi önceliklendirerek faiz indirimlerine temkinli yaklaşırken, "Güvercin" kanat ise işgücü piyasasındaki olası yumuşamayı gerekçe göstererek indirimlerin sürdürülmesinden yana. Ekim toplantısında da 25 baz puanlık indirim kararı, 2'ye karşı 10 oyla alınmıştı.
Toplantı sonrasında Fed Başkanı Jerome Powell'ın yapacağı açıklamalar da en az faiz kararı kadar kritik görülüyor. Yatırımcılar, Powell'ın bankanın 2026 yılındaki politika yaklaşımına dair ipuçları arayacak. Ayrıca, görev süresi Mayıs 2026'da dolacak olan Powell'ın yerine kimin geçeceği de merak konusu. ABD Başkanı Donald Trump, yeni Fed başkanını gelecek yılın başında açıklayacağını duyurmuştu.
TCMB'den 2025'in Son Faiz Kararı: Beklenti %38,28
Yurt içi piyasalarda ise tüm dikkatler 11 Aralık 2025 Perşembe günü saat 14:00'te açıklanacak TCMB faiz kararına çevrildi. Para Politikası Kurulu (PPK), 2025 yılının son toplantısını gerçekleştirecek.
Merkez Bankası'nın yayımladığı son Piyasa Katılımcıları Anketi'ne göre, TCMB politika faizi beklentisi %38,28 seviyesinde şekillendi. Bu hafta piyasalar, çarşamba günü açıklanacak sanayi üretimi verisi, cuma günü yayımlanacak ödemeler dengesi ve TCMB'nin piyasa katılımcıları anketini de yakından takip edecek.
Arka Planda Neler Yaşandı?
Geçtiğimiz hafta küresel piyasalar, ABD'den gelen makroekonomik veriler, Japonya Merkez Bankası'na (BoJ) yönelik faiz artışı beklentileri ve jeopolitik gelişmelerle hareketli bir seyir izledi. ABD'de yaşanan ve tarihinin en uzun hükümet kapanması olan sürecin 12 Kasım'da sona ermesi, veri akışını da etkiledi. Kapanma sırasında toplanamayan bazı veriler nedeniyle, Ekim ayına ilişkin kritik istihdam raporu ve Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) gecikmeli olarak yayımlandı.
ABD Çalışma Bakanlığı verilerine göre, tarım dışı istihdam Eylül'de 119 bin kişi artarak beklentileri aşarken, işsizlik oranı %4,3'ten %4,4'e yükseldi. Ancak, haftalık işsizlik maaşı başvurularının 29 Kasım haftasında 191 bine gerileyerek Eylül 2022'den bu yana en düşük seviyeyi görmesi, piyasalara karışık sinyaller verdi.
Öte yandan, Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett'in "potansiyel Fed başkanı" olarak anılması da piyasalarda yankı buldu. Hassett'in göreve gelmesi halinde faiz indirimlerine daha açık bir politika izleyeceği öngörüsü, Fed'in gelecekteki gevşek para politikası beklentilerini güçlendirdi.