Washington'dan gelen haber tüm dünyada ekonomistlerin kulaklarını dikti. FED, yani Amerikan Merkez Bankası, tam da herkesin merakla beklediği o kritik faiz kararını nihayet duyurdu. Ve işte bomba: politika faizini değiştirmediler!
Evet, yanlış duymadınız. %5.25-%5.50 bandında sabit kalan faiz oranları, piyasalarda 'acaba ne olacak' gerilimini bir süreliğine dindirdi. Ama asıl ilginç olan, bu kararın arkasındaki düşünce yapısı.
Peki Neden Böyle Bir Karar?
FED yetkilileri adeta bir ip üstünde yürüyor. Bir yandan enflasyon canavarını kontrol altına almaya çalışırken, diğer yandan ekonomiyi fazla sıkıştırmaktan çekiniyorlar. Jerome Powell'ın ekibi için bu hiç de kolay bir denge değil.
Şöyle düşünün: enflasyon hâlâ hedeflenen %2'nin üzerinde seyrediyor ama ekonomi de yavaşlama belirtileri gösteriyor. Yani 'ya enflasyon düşmezse' korkusuyla 'ya resesyon olursa' endişesi arasında sıkışmış durumdalar.
Türkiye'ye Yansımaları Ne Olacak?
Bu karar bizim cephemizde de önemli gelişmelere işaret ediyor. Doların seyri, ihracatımız, dış borçlanma maliyetlerimiz... Tüm bu kalemler FED'in attığı her adımdan direkt etkileniyor.
Faizlerin sabit kalması, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketlerinde bir nefes alma fırsatı yaratabilir. Ancak şunu unutmayalım: FED'in gelecekteki hamleleri hâlâ belirsizliğini koruyor.
Piyasa gözlemcileri şimdiden sonraki toplantıları işaret ediyor. Kimileri 'artık faiz indirimleri yakın' diye düşünürken, diğerleri 'enflasyon tam kontrol altına alınana kadar bekleyecekler' görüşünde.
Kısacası, Washington'dan gelen bu karar sadece Amerika'nın değil, Türkiye'nin de ekonomik geleceğini şekillendirecek önemli bir dönüm noktası. Piyasalar şimdilik rahat bir nefes aldı ama asıl hareketlilik daha yeni başlıyor olabilir.